Ümmü Hakim Binti Haris Sahabe Kimdir Hayatı

Yeni Haber Merkezi

Ümmü Hakim bint Haris radıyallahu anha, Mekke’nin fethedildiği gün İslam’la şereflenen sahabe hanım…

Acımasız İslam düşmanlarından İkrime İbn Ebu Cehil’in hidayetine vesile olan, sabırlı, çalışkan ve fedakar bir aile…

Peygamber Efendimiz (sav)’in himayesine kavuştuktan sonra canını tehlikeye atmaktan çekinmeyen, kocası İkrime’yi bulmak için çöllere düşen sabır ve metanet sahibi bir hanımefendi.

İslam’ın azılı düşmanı olarak bilinen Kureyş liderlerinden Haris İbn Hişam’ın kızıdır. Annesi Fâtıma bint Velid bint Muğuyre’dir.

Cahiliye devrinde intikam doluydu. Uzun süre Hind bint Utbe ile birlikte İslam’a karşı hareket etti. Bedir Savaşı’nın intikamını almak için Kureyş erkeklerini ve özellikle kocalarını sürekli kışkırtan, nefret ve öfke dolu bir kadın. Uhud Savaşı’nı başlatan, tef çalıp şiirler okuyarak erkekleri savaş alanına sürükleyen, inandığı dava uğruna canını feda etmekten çekinmeyen iradeli bir hanımefendi.

Peygamber Efendimiz (sav)’in muazzam merhameti ve hoşgörüsü karşısında Mekke’nin fethi gününde Allah’a teslim oldu. İntikam ve düşmanlık duyguları eridi. Kabe’de huşu içinde ibadet eden Müslümanların etkisiyle arkadaşı Hint’le birlikte İslam nuruna koştu. Onun İslam karşısındaki şerefi şöyleydi:

İki Dünyanın Güneşi olan Rabbimiz, Mekke’ye girdiğinde, Kabe’yi putlardan temizlediğinde, Allah’ın birliğini, İslam’ın büyüklüğünü, mağfiretini, geniş merhametini ve hoşgörüsünü tüm Mekke halkına bildirdiğinde şöyle buyurmuştu: ” Özgürsün” diyerek Kureyşliler gruplar halinde İslam’a akın etti. Fethin ikinci gününde Peygamber Efendimiz, Safa Tepesi’nde yeni Müslümanlardan biat almaya başladı. Kureyş’in lideri Ebu Süfyan’ın eşi Hint bint Utbe, kadınlardan oluşan bir grup oluşturarak Hz. Muhammed (sav)’e biat etmeye geldi.

Ümmü Hakim de onlarla birlikteydi. Erkeklerin biatleri bitince Hz. Ömer (ra) aracılığıyla şöyle denilmiştir: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak ve hırsızlık yapmamak konusunda bana biat et. Zina etmeyin, çocuklarınızı öldürmeyin, iftira atmayın. “Hayırlı işlerde bana karşı gelme.” Hanımların arasından Hint ve Ümmü Hakim ayağa kalkıp konuşmacı olarak konuştular: “Ey Allah’ın Resulü! “Sen bize ancak hakkı ve güzel ahlâkı emrediyorsun.” Bağlılık yemini ettiklerini söylediler. Birlikte Şehadet getirerek İslam’la şereflendiler.

Ümmü Hakim bint Haris (r.anha) İslam’ı kabul eder etmez ilk hizmeti kendi kocasına oldu. Resulullah (s.a.v.) onun hidayetine vesile olmak için Peygamber Efendimiz’in yanına gelerek İkrime’yi korumasını istedi ve şöyle dedi: “Ya Resulullah, İkrime öldürüleceğinden korktuğu için Yemen’e kaçtı. “Ona koruma sağlayın.” dedi. Şefkat ve Merhamet Peygamberimiz Peygamberimiz: “Ona koruma verilmiştir.” dedi.

Ümmü Hakim (r.anha) bu müjdeyi alınca hemen harekete geçti. Rum asıllı kölesi Akke’yi de yanına alarak Yemen’e doğru yola çıktı. Büyük acılar ve büyük umutlarla çölleri geçerken, kölesi Akke’nin bozuk düşünceleri ve çarpık niyetleriyle karşılaştı. Ama iradeli, kendine güvenen ve zeki bir kadındı. Kölesini ağırlayarak Yemen’e ulaştı.

Onu ilk geldiği yere bağlamıştı. Daha sonra Tihama kıyılarına ulaştı. Bir gemi yola çıkmak üzereydi. İkrime’nin bu gemide olabileceğini düşünerek uzaktan seslenmeye başladı: “İkrime!.. İkrime!.. Geri dön İkrime!..” Bu sesi duyan İkrime, karısı Ümmü Hakim’i gördü ve gemiden atladı. ve yere indi. Büyük bir heyecan ve sevinçle kocasına şöyle dedi: “İkrime! Senin için insanların en merhametlisinden koruma aldım. Geri gelin!” dedi.

İkrime’nin kalbi yumuşadı. Bir ömür düşmanlık içinde geçirdiği günleri hatırladı. Yaptığı herşeyden pişman oldu. Rahmet Peygamberi’nin muazzam şefkati ve hoşgörüsü, onun intikam ve düşmanlık duygularını anında eritti. Muhammedü’l-Emin’e karşı bir sevgi ve saygı doldu yüreğine. Kalbi İslam nuruna açıldı. Eşinin bunca acıya katlandıktan sonra çöllere gelmesine çok sevinmişti. “Ben de geri dönmeyi planlıyordum.” sevincini dile getirdi.

Ümmü Hakim (r.anha), kocası İkrime ile birlikte geri dönmek üzere yola çıktı. İkrime, Rum asıllı kölenin yaptıklarını öğrendiğinde ilk yaptığı şey onunla ilgilenmek oldu. Kötü niyetinin bedelini hayatıyla ödetti. Daha sonra eşiyle sohbet edip yeni bilgiler edinerek çölleri geçmeye çalıştı. Sürekli kalbini ve aklını meşgul eden soruların cevabını aradı. Müslümanların Mekke’ye girişini, Kureyşlilerin durumunu, Peygamberimiz (sav)’in davranışlarını ve kendisi hakkında nasıl koruma altına alındığını öğrenmek istiyordu.

Ümmü Hakim (r.anha) bu soruları fırsat bildi. İkrime’nin kalbine huzur ve sükunet gelmesi için Müslümanların Kabe’de ibadet etmelerini, Hz. Muhammed (sav)’in büyük hoşgörüsünü, herkesi affedip serbest bırakmasını, Kureyşlilerin kitlesel olarak İslam’a geçmesini anlattı, Hindularla birlikte kendisinin de Müslüman olduğunu söyledi. .

Bu haberle İkrime’nin yüreği yumuşadı. Bütün bu düşmanlığa rağmen Resûlullah’ın sanki hiçbir şey olmamış gibi sevgi, şefkat ve merhametle hareket etmesi İkrime’de büyük hayranlık uyandırmıştı. Ümmü Hakim ile birlikte Peygamber Efendimiz’in huzuruna çıkmış ve şehadet getirerek İslam’la şereflendirilmiştir.

İkrime İbni Ebu Cehil (ra) sevinç gözyaşları içinde şunları söyledi: “Ya Resulallah! Bana söylemem gereken en güzel şeyi öğret!” dedi. Peygamberimiz ona: “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet getir” buyurdu.

İkrime: “Başka ne diyeyim ey Allah’ın Resulü?” dedi. Peygamberimiz: “Müslüman olduğuma, muhacir olduğuma, mücahit olduğuma Allah’ı ve burada bulunanları şahit tutuyorum! İkrime de şöyle dedi: “Allah ve buradakiler benim Müslüman, muhacir ve mücahid olduğuma şahit olsun.” Daha sonra Peygamberimiz (s.a.v.) İkrime ile Ümmü Hakim (r.anha) ile evlendi.

Yeni bir hayatları vardı. Birbirlerine karşı daha saygılı, yardımsever ve şefkatliydiler. Aşkları ölümsüzleşmişti. Günlerini manevi sevinç içinde geçiriyor, İslam’ı yaşamak ve yaymak için çabalıyorlardı. İkrime bundan sonra gündüzleri yiğit, geceleri ise ibadet eden bir insan olarak İki Dünyanın Güneşleri olan Efendimiz’in yanından hiç ayrılmamıştır. Artık Hazreti İkrime idi.

İkrime (ra) o kadar değişmişti ki sevgili eşi Ümmü Hakim (r.anha) bile şaşırmıştı. Kur’an’a o kadar sarıldı ki, “Bu benim kitabım! Bu, Rabbimin gönderdiği kitap!” Sabah akşam Kur’an’la dost oldu. Gözyaşları içinde okudu ve anlamı üzerinde derin derin düşündü. Bir gün eşi Ümmü Hakim (r.anha) yanına gelerek şöyle dedi: “Senin gibi ağlayarak Kur’an okuyan birini görmedim.” dedi. Dedi ki: “Korkuyorum Ümmü Hakim, korkuyorum! “Müşrikken yaptıklarımı hep hatırlıyorum!..” dedi. Ümmü Hakim’in, sevgili beyefendisini teselli etmek için İslam’a girdiği gün, Resûlullah (s.a.v.): “Ya Rabbi! İkrime’yi affet! Yaptıkları tüm kötülükleri bağışla!” Bana dua ettiğini hatırlattı.

Ümmü Hakim (r.anha), kocasına hizmet etmekten keyif alan bir kadındı. O, hidayet için çabalayıp yanından ayrılmadığı gibi, İslam’ın güzelliklerini yaşamasında da onun yanındaydı. İkrime bir gün sevgili eşinden izin aldıktan sonra dışarı çıkmak istedi. Ümmü Hakim nereye? dedi. Şöyle dedi: “Birinin put yaptığını duydum. Gidip onları kıracağım.” dedi. Ümmü Hakim (r.anhâ) gülümsedi ve sevgili kocasına şöyle dedi: “Ey İkrime! Önce kalplerdeki ve akıllardaki putları kırın! “Siz arkanızı döndüğünüzde yine çamurdan put yapacaklar…” dedi.

Ümmü Hakim (r.anha) mert ve yiğit bir hanımefendiydi. Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde Bizanslılara karşı yapılan Yermük savaşına kocası İkrime ve oğlu Amr ile birlikte katılmıştır. Sevgili oğlu ve eşi bu savaşta öyle bir kahramanlık gösterdi ki komutan Halid İbn Velid (ra) İkrime’yi (ra) engellemek istedi. İkrime ise kaçırdığı fırsatları telafi etme niyetindeydi. “Beni rahat bırak Halid! “İlk yaptıklarımın bedelini ödeyeyim.” dedi. Tüm gücüyle kendini savaş alanına attı. Pek çok yerinden yaralanmış, dünyevi susuzluğunu şehadet şerbetini içerek gidermiştir.

Ümmü Hakim (r.anha) Yermük’te hem şehidin eşi hem de şehidin annesi oldu. Ecnadeyn Savaşı’nda kahraman gibi savaştı. Çadır direğiyle yedi düşman askerini öldürdüğü rivayet edilir. Nerede ve ne zaman öldüğüne dair kaynaklarda herhangi bir bilgi yer almıyor. Yüce Allah onlardan razı olsun. Bize şefaatini nasip etsin. Amin.

Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*