Ümmü Varaka Kimdir Kısaca Hayatı

Yeni Haber Merkezi

Ümmü Varaka (ra)
Ümmü Varaka radıyallahu anha, Allah yolunda cihat arzusuyla yaşayan, kalbi şehadet hasretiyle kavrulan bir hanım sahabi!.. Peygamber Efendimiz’in Bedir Savaşı’na katılmak için ısrarla izin istemesi üzerine Peygamberimiz Hz. (O’na selam olsun) “Allah sana şehadet nasip etsin.” Müjdeyi verdiği mutlu adam!.. Nerede görse “şehit” diye anılır. Sizi sıcak karşılamasıyla karşılayan mutlu bir bayan!..

Evinde kendi köleleri tarafından şehit edilerek özlemini duyduğu makama ulaşan bir hanım yoldaş!..

Hakkında çok fazla bilgimiz olmasa da onun hakkında anlatılan birkaç olay bile bize değerli dersler vermektedir.

Cesur ve bilgili bir kadındı. Dini konularda geniş bilgiye sahipti. İslam’ı en güzel şekilde yaşamaya gayret etti. Ev halkına ve çevresindekilere dini konularda yardım ederdi. Bildiğini yaşayarak çevresindekilere örnek olacaktı.

Allah yolunda cihadın faziletini bildiği için şehit olmayı çok istiyordu. Bir Ramazan günüydü. Bedir Savaşı’nın hazırlıkları başlamıştı. Ümmü Varaka (r.anha) büyük bir heyecanla Peygamberimiz Fahr-i Kâinat’a (sa) başvurarak şöyle ricada bulundu:

“Ey Allah’ın Resulü! Seninle savaşa katılmama izin verirsen! Keşke yaralılarınızı tedavi edebilseydim, hastalara bakabilseydim! Kim bilir belki de Allah yolunda şehitlik nasip olur.” dedi.

Peygamberimiz (SAV) Bedir savaşına hiçbir kadının katılmasına izin vermemiştir. Bu sebeple Ümmü Varaka’ya izin veremezdi. Fakat O, onun yakıcı hasretini, ısrarlı arzusunu, şehadet hasretini dindirecek, onu sevindirecek, huzura kavuşturacak bir müjde verdi. “Ey Ümmü Varaka! “Allah sana şehadet nasip etsin.” dedi.

İki Dünyanın Güneşi Efendimiz, onun kahramanca davranışından çok memnun kaldı. Bu sebeple Ümmü Varaka (r.anha)’yı her gördüğünde; kendine “şehit” hitap edecekti.

Peygamberimiz (sav) zaman zaman Ümmü Varaka (r.anhâ)’yı evinde ziyaret ederdi. Nasılsın diye sorardı. Sahabeler bu imkanları bir nimet olarak görüyorlardı. Böyle zamanları en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştılar. Sanki yarış halindeymiş gibi Peygamberimize hizmet etmek, O’nu memnun etmek için ellerinden geleni yapmak istiyorlardı. Bu arada akıllarını meşgul eden konularda sorular sorarlardı.

Bir gün Ensar’dan bir kadın vefat etti. Ümmü Varaka (r.anha) dini konulara çok meraklıydı. Kendi kendine: “Acaba öldükten sonra birbirimizi görebilecek miyiz? ‘ diye düşündü içinden. Bu soruya yanıt aradı. İki Dünya Güneşi Peygamberimizin evine gelince bu konuyu açtı ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü! Öldüğümüzde birbirimizi görecek miyiz? diye sordu. Peygamberimiz (sav) şöyle cevap verdi: “Ruh, ağaca konan bir kuş gibidir. Öyle ki, kıyamet günü geldiğinde her ruh kendi cenazesine girecektir.” dedi.

Ümmü Varaka’nın (r.anha) biri erkek, biri kadın olmak üzere iki kölesi vardı. Ölümünden sonra onların serbest bırakılmasını vasiyet etti. Köle ve köle açgözlü oldu. Şeytanın peşinden gittiler. Bir an önce özgürlüklerine kavuşma düşüncesiyle kendi aralarında anlaşarak Ümmü Varaka’ya (r.anha) suikast düzenlemeye hazırlandılar. Odasına girdiler, onu öldürdüler ve kaçtılar.

Bu olay Hz. Ömer’in (ra) saltanatı sırasında olmuştur. Bu durum tüm Müslümanları derinden üzdü. Halife bu haberi duyar duymaz: “Resûlullah (s.a.v.) doğru söyledi.” dedi. Kendisine vaat edilen şehadetinin gerçekleştiğini anladı. Suçluların yakalanması emrini verdi. Suçlular kısa sürede yakalanıp sorguya çekilerek suçlarını itiraf ettiler ve daha sonra idam edilerek suçlarının cezasını ödediler. Bu iki köle Medine’de asılan ilk suçlulardı.

Hz. Ömer (ra) zaman zaman arkadaşlarına şöyle derdi: “Hadi gidip bu şehidimizin kabrini ziyaret edelim.” Ümmü Varaka (r.anhâ), sahabeler arasında saygı duyulan ve sevilen bir İslam kadınıydı. Allah ondan razı olsun. Rabbimiz onların şefaatini nasip etsin. Amin

Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*