Bakara Suresi 41 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir ve 286 ayettir. İsim, 67-73. ayetlerde “bakara (sığır)” Kelimesinden alır. Surede İslam hukukunun ana konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 41. Ayetin Yazılışı

Elinizdekini doğrulayıcı olarak indirdiğime iman edin, onu inkar edenlerin ilki olmayın, âyetlerimi az bir bedele değişmeyin ve Benden korkun.

Bakara Suresi 41. Ayet Anlamı

Elinizdekini (Tevrat’ı) doğrulayıcı olarak indirdiğim Kur’an’a (Kur’an’a) inanın. İlk inkar eden siz olmayın! Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Sadece benden kork.

Bakara Suresi 41. Ayetin Tefsiri

“Elinizde” ifadesinden kastedilen Tevrat, onu “doğrulayan” ise Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an’ın Tevrat’ı tasdik etmesi, Tevrat’ta yer alan tevhid inancı, geçmiş peygamberlere inanma, salih amel işleme, kötülüklerden vazgeçme gibi temel öğretilerin Kur’an tarafından da tanınmasıdır. Bunun mantıksal sonucu, Tevrat gibi Kur’an’ın da Allah’tan geldiğini kabul etmek ve ona inanmak olduğuna göre, Yahudiler ve özellikle de kutsal kitabın içeriği hakkında geniş bilgiye sahip olan Yahudi din alimleri, Kur’an’a inanmaya davet edilmekte ve böylece Müslüman olursunuz; Herkesten önce Kur’an’ı aceleyle inkar etmek yerine, kendi öğretilerinin kendi kutsal kitaplarıyla ne kadar uyumlu olduğunu iyice düşünmeleri gerektiğine işaret ediliyor. Bunu yaptıklarında, müşrikler gibi hemen inkar etmemeleri, aksine ellerindeki kutsal kitabı tasdik ettiği için hemen iman etmeleri ve vakit kaybetmeden Müslüman olmaları gerektiğini anlayacaklardır.

İbn Abbas’a atfedilen bir rivayete göre, Medine’deki bazı Yahudi alimleri fakirlerden hediyeler alıyor ve bu hediyelerden mahrum kalma korkusuyla İslam’ı kabul etmekten kaçınıyorlardı (Razi, III, 42). Ancak çoğu tefsirde daha genel bir açıklamaya göre ayet, Yahudilerin en büyük nimet olan hak dini reddetmemelerini, hiçbir değeri ve manası olmayan dünyevi mal, mevki ve prestij peşinde koşmamalarını istemektedir. bunlarla karşılaştırıldığında ahirette kurtuluştan mahrum kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca “Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın” ifadesi, Allah’ın yüce ve kutsal kitabını ve dinini kişisel ve maddi çıkar uğruna kullanıp yanlış yorumlayanlara, haramları helal gibi göstermeye çalışanlara karşı kesin bir uyarıdır. Helal ise haramdır.

Bazı alimler, Kur’an’ın öğretilmesi karşılığında para alınmasının caiz olmadığını ayetin ilgili kısmına dayanarak savunmuşlarsa da çoğu İslam alimleri, bu paranın harcanan emeğin ve zamanın bedeli olması nedeniyle bu görüşe itibar etmemişlerdir. Kur’an’ın fiyatı değil (ayrıntılı bilgi için bk. Ateş, I, 155-156; İbn Âşûr, I, 467-469). İbadet karşılığında ücret almak caiz olmasa da söz konusu ayetten bu hüküm çıkarılmamıştır.

Kaynak : Kuran Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 114-115

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*