Bakara Suresi 3 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde nazil olmuştur. 286 ayetiyle Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. İsmini 67-73 ayetlerindeki sureden almıştır. “bakara (sığır)” Surede İslam hukukunun temel konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 3. ayetinin yazımı

Bakara Suresi 3. Ayet Anlamı

Onlar gayba inanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.

Bakara Suresi 3. Ayet Yorumu

Gayba inanmak, namaz kılmak ve Allah’ın rızasına uygun harcama yapmak, İslam’ın insana birey ve toplum olarak neler getirdiğinin ve kendisinden neler istediğinin güzel bir özetidir. Gayba inanmak, iman esaslarına; namaz kılmak, Allah’a özel duygu ve davranışlarla ibadet etmeye; Allah’ın rızasına uygun harcama yapmak (infak) ise dayanışmaya, düzene ve adalete, yani alışverişin ruhuna ve amacına işaret eder.

İman, akıl ve vicdanın tasdik etmesi (tasdik), dilin itirafı ve ifadesi (ikrar) ve davranışların bunlara uymasıyla gerçekleşir ve tamamlanır. Sadece tasdik varsa, ancak sözler ve davranışlar buna aykırı ve tutarsızsa, o zaman iman zayıftır. Böyle bir imanla, hem İslam gerçek anlamda yaşanmayacak ve temsil edilmeyecek, hem de İslam’ın insanlara vaat ettiği mutluluk elde edilemeyecektir.

Söz ve yerinde davranış var ama kalbin tasdiki yoksa, ya şuursuz, gelişigüzel dışsal bir uyum ya da riya (münafıklık), gizlilik (takiyye) söz konusudur. Sahih hadislerde, az miktarda imanın bile kişiye ahirette fayda vereceği ve sonunda onu cehennemden çıkarıp cennete götüreceği bildirilmişse de (Buhari, “İman”, 15; Müslim, “İman”, 320, 325), dinin vaat ettiği dünya ve ahiret mutluluğu ancak “tasdik, ikrar ve istikrarlı amel” unsurlarının bir arada bulunmasıyla gerçekleşebilir.

Gayb ise “gözle görülmeyen; akıl, duyular vs. gibi beşeri bilgi vasıtalarıyla bilinemeyen varlıklar, ilişkiler ve oluşumlar”dır. Allah, vahiy, kader, yaratma, ruh, kıyamet zamanı, kabirde neler olacağı, diriliş, haşir, sırat-ı müstakim, mizan, cennet, cehennem… gibi şeyler gayb âlemine dâhildir. Bunlar hakkında bilgi edinilebilecek iki kaynak vardır: Vahiy ve ilham. Akıl ancak bu iki kaynaktan gelen bilgileri tefekkür ederek izah edebilir. Keşif, kalp gözünün açılması, Allah tarafından bilgilendirilme (tahdis) gibi çeşitleri veya isimleri olan ilham ise ancak İslam’a sağlam bir inanç ve ihlasla yaşanması sonucunda elde edilir. Fakat ilham objektif bir şey olmayıp herkes için geçerlidir, bilgi kaynağı hakkında genel bir hüküm verilebilir; kime gelirse onu ilgilendirir ve genel ve kesin delillere (vahye) aykırı olmamak kaydıyla onu bağlar.

“Namazı kılarlar” (yüsallûne) ifadesi yerine “namazı ikame ederler” (yukîmûne’s-salâte) ifadesinin kullanılması, namaza verilen önemin verilmesi, onun devamlı ve şartlarına uygun olarak kılınması gerektiğini anlatmak içindir. Namaz dinin direği, ibadetlerin özü ve özetidir ve Resûlullah da namazda saadet bulduğunu, onunla hayat sevincini kazandığını bildirmiştir (Nesâî, “Nisâ”, 1; ayrıca bkz. El-Bakara 2/238-239; El-Mâide 5/6).

“Kendilerine verdiğimiz şeylerden harcayanlar” tanımı iki önemli konuya ışık tutar: 1. Yüce Allah’ın verdiği her şey harcanmayacak, sadece yeterli ve gerekli olan harcanacak ve geri kalanı iyi amaçlar için saklanacaktır. 2. Harcama Allah’ın isteğine uygun olacaktır. Bu, kişinin kendisi, ailesi, akrabaları ve ihtiyaç sahibi diğer kişiler için harcamayı, vakıflara, tesislere, hayır kurumlarına vb. yatırım yapmayı içerir. Dünya nimetleri, yerin üstündeki ve altındaki zenginlikler, mülk olarak yaratıcılarına aittir.

İnsanlar bunları meşru yollarla elde ettiklerinde, bu elde tutma mecazi ve sınırlıdır; gerçek sahibinin izin verdiği kadar, O’nun gösterdiği yerlerde ve belirlediği şekillerde harcanabilir. Tek bir zerre bile gereksiz, faydasız ve lüzumsuz yere harcandığında, hem Allah’ın mülküne, hem de hem hayatta olanların hem de gelecekte yaratacağı kullarının haklarına tecavüz edilmiş olur. Bu ihlallerin yaptırımları, dünyada sosyal ve ekonomik krizler, tabiatın tahribi ve çevrenin yaşanmaz hale gelmesi; ahirette ise mutlak adalet sahibi olan hâkimin cezalarıdır.

Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 71-72

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*