Dindarlık : Sözlük anlamı itibariyle “sakınmak, korunmak” manasına gelen bir isimdir. İslami bir terim olarak Allah’a itaat etmek ve O’nun azabından korunmak anlamında kullanılmış, kısaca Allah korkusu manasına yerleşmiştir. 1148 Hadis ilminde takva, râvilerin adaletli sayılabilmeleri için gerekli olan melekelerden biri olarak görülmüştür.
İbn Hacer’e göre adil râvi, takva ve salih amelleri benimseme kabiliyetine sahip olan kimsedir. Takvadan maksat, şirk, günah ve bid’at gibi kötü amellerden kaçınmaktır. 1149 Aliyyu’l-Kari’ye göre takvanın çeşitli dereceleri vardır. En önemlisi şirkten kaçınmaktır. Allah’ın emirlerini tutmak ve yasakladığı günahlardan kaçınmak da bir takvadır. Şüpheli şeyleri ve kötü amelleri terk etmek, şehvete düşmemek, her durumda gafletten vazgeçmek ve İslam şeriatına göre kötü olan amelleri terk etmek takvanın gereklerindendir. 1150
Heratlı Molla’nın söylediğine göre, İslam’ın yasakladığı şeylerden, hoşlanmadığı şeylere kadar bütün davranışlar takvaya aykırıdır. Adalet, ancak bu kötülüklerden uzak durmakla sağlanır. Râvilerin hadislerine itibar etmek, öncelikle onların adil olmasını gerektirir. Buna göre, râvilerin hadislerine itibar edilebilmesi için, öncelikle takva sahibi olmaları gerekir. Yalan söylemek, sefihlik, İslam’ın emirlerine aykırı davranışlar ve bid’atler takva ile bağdaşmaz. Bu nedenle takva sahibi olmayan bir râvi adil sayılmaz. O takdirde, hadisleri kabul edilmez.
Bir yanıt bırakın