Peygamberimizin Sevap İle İlgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

Peygamber (s.a.s.)’den rivayet edilen sevapla ilgili hadisler.

Ebû Hüreyre (ra)’nin rivayetine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz İslam’ı güzelce yaşarsa, yaptığı her iyiliğe on katından yedi yüz katına kadar (sevap) yazılır. Yaptığı her kötülüğe karşı da ancak bir günah yazılır.” (Buhari, İman, 31)

Munzir İbnu Cerir (ra)’in babası Cerir İbnu Abdullah (ra) vasıtasıyla rivayet ettiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İslam’da iyi bir iş başlatan kişi, hem onun hem de kendisinden sonra onu yapanların sevabını alır. Dahası, onların sevabı hiçbir şekilde azalmaz. İslam’da kötü bir iş başlatan kişi, hem kendi günahını hem de kendisinden sonra onu yapanların günahını alır. Yine, onların günahı hiçbir şekilde azalmaz.” (Müslim, Zekât, 69)

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Erkeklerin en fazla mükafatı kazanacakları sıra birinci sıra, en az mükafatı kazanacakları sıra ise son sıradır. Kadınların en fazla mükafatı kazanacakları sıra son sıra, en az mükafatı kazanacakları sıra ise ön sıradır.”

Müslim, Salat 132. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Salat 97; Tirmizî, Mevâkıt 52; Nesai, İmamet 32; İbn Mâce, İkamet 52.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse cuma günü, sanki pislikten temizleniyormuş gibi tam abdest alır ve sonra erkenden cuma namazına giderse, bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. Eğer ikinci saatte giderse, bir inek kurban etmiş gibi sevap kazanır; eğer üçüncü saatte giderse, boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi sevap kazanır. Eğer dördüncü saatte giderse, bir tavuk sadaka vermiş gibi sevap kazanır; eğer beşinci saatte giderse, bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap kazanır. İmam minbere çıkınca, melekler hutbeyi dinlemek üzere cemaate katılırlar.”

Buhari, Cum’a 4; Müslim, Cum’a 10. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Taharet 127; Tirmizi, Cum’a 6; Nesa’i, Cuma 14.

Amr İbnu As (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı şöyle buyururken dinledim:

“Bir hâkim hüküm verirken içtihat yapar ve doğru hüküm verirse iki sevap kazanır. Hüküm verirken içtihat yapar ve hata yaparsa bir sevap kazanır.”

Buhari, I’tisam 21; Müslim, Akdiya 15. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Akdiya 2; Tirmizî, Ahkâm 2; Nesai, Edebul-Kudat 3; İbn Mâce, Ahkâm 3.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayete göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bilâl’e şöyle buyurdu:

“Bilal! Müslüman olduktan sonra hangi ibadetinden dolayı en çok sevap bekledin? Çünkü cennette ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum.” diye sordu.

Bilal ayrıca şunları söyledi:

– Gündüz veya gece abdest aldıktan sonra, bu abdestle elimden geldiğince çok namaz kılıyorum. Bu, en çok sevap beklediğim ibadettir, dedi.

Buhari, Teheccüd 17, Tevhid 47; Müslim, Fadail el-Sahabe 108

Zeyd İbnu Halid (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Allah yolunda cihada giden bir savaşçıyı donatan ve onun cihat için ihtiyaçlarını karşılayan kişi, kendisi cihada gitmiş gibi sevap kazanır. Ve cihada giden bir savaşçının ailesine bakan ve ihtiyaçlarını karşılayan kişi, kendisi cihada gitmiş gibi sevap kazanır.”

Buhari, Cihad 38; Müslim, İmara 135-136. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Cihad 20; Tirmizi, Fedail el-cihad 6; Nesai, Cihad 44.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim hidayete davet ederse, kendisine uyanlarınki kadar sevap verilir. Bu, onların sevabından hiçbir şekilde eksilmez.”

Müslim, İlim 16. Ayrıca bkz. Ebû Dâvud, Sünnet 6; Tirmizî, İlim 15; İbn Mâce, Mukaddime 14.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“İmamlar sizin için namaz kılarlar; eğer onlar mükemmel bir şekilde namaz kılarlarsa, hem size hem de onlara sevap vardır; eğer onlar hata yaparsa, size sevap, onlara da ceza vardır.”

Buhari, Ezan 55. Ayrıca bkz. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, II, 355, 537

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*