Bakara Suresi 1 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde nazil olmuştur. 286 ayetiyle Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. İsmini 67-73 ayetlerindeki sureden almıştır. “bakara (sığır)” Surede İslam hukukunun temel konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 1. ayetinin yazımı

Bakara Suresi 1. Ayet Anlamı

Elif-lam-mîm.

Bakara Suresi 1. Ayet Yorumu

Çoğunluğu Mekke’de nazil olan yirmi dokuz sûrenin başında, ayet veya âyet başı olarak kelime oluşturmayan bazı harfler vardır ki bunlara hurûf-ı mukattaa (ayrı harfler) denir. Bunlar Arap alfabesinin on dört harfi olup bazı sûrelerin başında tek harf halinde, bazılarının başında ise birden fazla harften oluşan bir dizi halinde yer alırlar. Bu harflerin Kur’an-ı Kerim’den bir ayet veya bir âyetin parçası olduğunda şüphe yoktur. Bunların anlamları ve hikmetleri konusunda farklı görüşler ve yorumlar ortaya atılmıştır.

Anlamları ve kullanılış amaçları, sıradan insanlar tarafından ilim yoluyla bilinip anlaşılamayan bu harflerle, ayrıca hakiki anlamlarında kullanılmayan, anlamları açıklanmayan bazı kelimelere müteşabihat denir.

Selef denilen ilk din alimleri ve onların yolunu izleyen bazı sonraki alimler, müteşabihatı yorumlamazlar, onları olduğu gibi kabul ederler ve onlara inanırlar. “Kur’an’da bulunmalarının elbette bir sebebi vardır, çünkü Allah ve Resulü onları açıklamamıştır, onları aklımıza dayanarak açıklamaya çalışmak bizim işimiz değildir, bu bizim yetkimizin ötesindedir” derler. Öte yandan bazı kelam, felsefe ve tasavvuf alimleri, müteşabihatın anlamlarının tefekkür veya ilham yoluyla anlaşılabileceğini iddia etmişler ve her biri için çeşitli yorumlar yapmışlardır.

Bakara Suresi’nin ilk ayetini oluşturan “elif-lâm-mim” harfinin anlamıyla ilgili yirmiden fazla yorum bulunmaktadır. Bunlardan aşağıdaki üçünün nispeten daha tutarlı olduğu görülmektedir: a) Bunlar hiçbir manası olmayan alfabe harfleridir. Kur’an-ı Kerim’in vahiy yoluyla Allah katından geldiğine inanmayanlara meydan okumak ve onların acizliğini ortaya koymak ve “Bu Kur’an, şu harflerden oluşan kelime ve cümlelerden oluşmuştur. Sen de harfleri biliyorsun. Öyleyse gücün yeterse Kur’an gibi şu kelime ve cümlelerden oluşan bir kitap yaz!” demek için bazı surelerin başına konulmuşlardır. b) Başında bulundukları surelerin muhtevasına dikkat çekmek için yemin amaçlı gönderilmişlerdir. c) Başında bulundukları surelerin isimleri olarak inmiştir (İbn Âşur, I, 216).

İmam Rabbani, başlangıçta Selef âlimleri gibi düşündüğünü, ancak daha sonra Allah Teâlâ’nın kendisine bu harflerin bazı mânâ ve sırlarını vahyettiğini anladığını; böylece “müteşabihatın mânâlarının Allah’ın vahyiyle bilinebileceğini, bunların da muhkem âyetlerin özü ve maksadı olduğunu” anladığını ifade etmiştir (Mektûbât, I, 296).

Şah Veliyullah, “Arapçada tek başına veya kelimelerin başında gelen harflerin özellikleri ile kelimelerin anlamları arasında bir ilişki vardır” tespitinden yola çıkarak, surelerin başlarındaki harflerin aynı zamanda o surenin muhtevasını gösterdiğini ve özünü içerdiğini ileri sürmüştür.

Buna göre “elif-lâm-mîm”in anlamı, “Çeşitli oluşumlar ve ilişkilerle belirlenen yaratılmışların hayatlarında gerekli ve ihtiyaç duyulan rehberlik, gayb âleminden gelip onların hayatına girer ve yollarına ışık tutar” demektir (el-Fevzü’l-kebîr, s. 64; hurûf-ı mukattaa hakkında ayrıntılı bilgi için bk. M. Zeki Duman-Mustafa Altundağ, “Hurûf-ı Mukattaa”, DİA, XVIII, 401-408; müteşabihat için bk. Âl-i İmrân 3/7).

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*