Mekke döneminde nazil olmuştur. Yedi ayetten oluşmaktadır. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in ilk suresidir. “başlangıç” araç “Fatiha” Adını şu sureden almıştır: “Umm al-Kitab” (Kitabın özü), “es-Seb’ul-Mesani” (Tekrarlanan yedi ayet), “el-Esâs”, “el-Vâfiye”, “el-Kenz”, “es- Şifa”, “es-Şükr” ve “es-Salât” Diğer isimleri de vardır. Kur’an’da yer alan ilkeler esasen Fatiha’dadır. Çünkü övülmeye ve yüceltilmeye layık bir Allah’ın varlığı, O’nun egemenliği, tek ilah olması ve kulluğun yalnızca O’na olması ve O’ndan yardım istenmesi bu surede özlü bir şekilde ifade edilmiştir. Fatiha suresi aynı zamanda baştan sona eşsiz güzellikte bir dua ve yakarıştır.
Fatiha Suresi 6.ayet yazılı
Fatiha Suresi 6. Ayet Anlamı Anlamı
Bizi doğru yola ilet;
Fatiha Suresi 6. Ayet Yorumu
İnsanlar maddi ve manevi hayatlarını düzenlerken doğruları kadar yanlışlar da yapmışlar; yanlış, çıkmaz ve dalalet yollarına sapmışlardır. Sapma ve yanılgıların temel sebebi insanın kendini yeterli görmesi ve ilim ve kudret için Allah’a yönelmeyi reddetmesidir. “Gerçekten insan azgınlaşır, kendini kendisine yeterli sanır. Oysa her şey (kuldaki) yalnızca Rabbine aittir (ve O’na dönecektir)” (Alak 96/6-8). “Bize doğru yolu göster” duası aynı zamanda Rabbinden kullarına bir hidayet ve uyarıdır; eğer insan kendine yeterli olsaydı doğru yolu görüp bulmak için başkasına ihtiyacı olmazdı.
Yaratıcı bu talimatı verdiğine göre, kulun görevi ilahi rehberliği dinlemek, insan bilgisini ve yeteneklerini bu rehberlik doğrultusunda kullanmak ve her adımı doğru bir şekilde atmak için O’nun sağladığı fırsatları gerektiği gibi kullanmaktır. “Sırat-ı müstaqîm” İslam’dır. Allah’ın peygamberleri aracılığıyla kullarına gönderdiği dinlerin genel adı da İslam’dır. Yaratıcı ve yaratılan, Allah ve kul, akıl ve vahiy, özgürlük ve zorlama, adaletsizlik ve adalet, iyilik ve kötülük… yalnızca İslam’da uygun yerlerine konulmuş, doğru ilişkiler ve dengeler kurulmuş ve bunları kurmanın yolları gösterilmiştir.
Hadis-i şeriften bir örnekle açıklayacak olursak, sırat-ı müstakim bir yol, yolun iki yanında iki duvar, duvarlara açılmış perdeli kapılar ve yolun başında bir münadi bulunur ve şöyle seslenir: “Ey insanlar! Sırat-ı müstakime girin, dağılıp bölünmeyin!” Perdeli kapılardan birine girmek isteyen biri olunca, yukarıdan başka bir münadi şöyle seslenir: “Şu perdeyi kaldırma! Onu kaldırırsan girer ve gidersin!” (Müsned, IV, 182-183; Şevkânî, I, 20). Bu örnekteki yol İslam’dır, duvarlar Allah’ın koyduğu sınırlar, kapılar yasaklardır, yolun başındaki münadi Allah’ın kitabıdır, yukarıdaki münadi ve uyarıcı ise her müminin kalbindeki ilahi danışmandır. İşte İslam’da doğru yol, vahiy, vicdan ve aklın birlikte çalışmasıyla bulunur.
Hangi bilgelik ahlaki yüceliği verir, hangi vicdan
İnsanlardaki faziletli duygu Allah korkusundan kaynaklanır.
Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 63
Bir yanıt bırakın