Fatiha Suresi 7 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Mekke döneminde nazil olmuştur. Yedi ayetten oluşmaktadır. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in ilk suresidir. “başlangıç” araç “Fatiha” Adını şu sureden almıştır: “Umm al-Kitab” (Kitabın özü), “es-Seb’ul-Mesani” (Tekrarlanan yedi ayet), “el-Esâs”, “el-Vâfiye”, “el-Kenz”, “es- Şifa”, “es-Şükr” ve “es-Salât” Diğer isimleri de vardır. Kur’an’da yer alan ilkeler esasen Fatiha’dadır. Çünkü övülmeye ve yüceltilmeye layık bir Allah’ın varlığı, O’nun egemenliği, tek ilah olması ve kulluğun yalnızca O’na olması ve O’ndan yardım istenmesi bu surede özlü bir şekilde ifade edilmiştir. Fatiha suresi aynı zamanda baştan sona eşsiz güzellikte bir dua ve yakarıştır.

Fatiha suresi 7. ayetin yazılışı

Fatiha Suresi 7. Ayet Anlamı

Nimet verdiklerinin yoluna! Gazaba uğrayanların yoluna ve sapmışların yoluna değil! Amin!

Fatiha Suresi 7. Ayet Tefsiri

Burada tarihe atıfta bulunularak doğru ve yanlış yol hakkında bir başka ölçüt ve kanıt verilmektedir. İslam, yalnızca Allah’ın kitabında belirttiği için doğru yol değildir, aynı zamanda tarih boyunca ilahi rehberliği reddedenlerin deneyimleri de doğru yolun İslam olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, doğru yolu arayan ve doğru yolda olduklarından emin olmak isteyenler, tarihe dönüp bakmalı ve gerçek mutluluğu bulanların ve sapmış ve Allah’ın gazabına uğramış olanların yollarını ve yöntemlerini incelemelidir.

Tarihte hem örnekler hem de dersler vardır. Örnekler, peygamberlerin yollarını izleyen bireylerde ve milletlerde görülür ve dersler, onlara karşı taraf tutan ve Yüce Allah’a meydan okuyanlarda görülür. Bazı rivayetlerde, sapkınların “Hıristiyanlar”ve ilahi gazaba uğrayanlar “Yahudilik” (Mesela bk. Müsned, IV, 378; Tirmizî, “Tefsir”, 2) Sadece zaman ve mekân bakımından yakın örnekler oldukları içindir.

Müslim’in rivayet ettiği bir kudsi hadiste (bkz. “Salat”, 38), Yüce Allah’ın, “Ben namazı (Fâtiha’yı) kulumla kendim arasında yarı yarıya paylaştırdım. Kulum dilediğini alacaktır.” buyurduğu bildirilmektedir. Bundan sonra şöyle devam edilmektedir: Kul (namazda Fâtiha okurken) “Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” Allah buyurdu ki: “Kulum Bana hamd etti” emirler. Hizmetçi “en merhametli ve şefkatli” “Kulum bana hamd etti” dediğinde Allah der ki: “Ceza gününün tek sahibi O’dur” dediğinde, “Kulum şanımı ilan etti,” der. “Yalnızca sana ibadet ederiz ve yalnızca senden yardım dileriz.” Allah Teala buyuruyor ki: “Bu, kulumla benim aramda ortak bir paydır ve kuluma her ne isterse verilecektir.” Kul, “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların yoluna ve sapmışların yoluna değil!” der. Allah Teala buyurur ki: “Bu yalnızca kuluma aittir ve kuluma her ne isterse verilecektir.”

“Duamızı kabul et, böyle olsun, bizi boş çevirme” Anlam “amin” Bu ifade, dilleri ne olursa olsun, tüm Müslümanların, hatta semavi din mensuplarının bile ortak ifadesi haline gelmiştir. Bu cümle Fatiha Suresi’nde yer almamaktadır ve bir ayet değildir. Birçok hadiste, Allah Resulü’nün Fatiha’dan sonra şöyle dediği belirtilmektedir: “amin” Onun böyle söylediği ve bize de böyle söylememizi tavsiye ettiği ifade edilmektedir (mesela bkz. Müslim, “Salat”, 72-76).

Namaz esnasında veya dışında, surenin sonunda Fatiha’yı okuyan veya dinleyen kimse, “amin” melekler de dediğinde “amin” Hadislerde, hem şahidlik hem de gayb âleminde bir arada okunan bu duanın Allah katında kabul olacağı açıklanmıştır (bk. Buhari, “Ezan”, 112-113; Müslim, “Salat”, 72-76). Yine sahih hadislerde, Fatiha okunduğunda, “amin” Çoğu fıkıh ekolü, namazın sesli olarak da okunması gerektiği bilgisini getirdiği için bunu benimsemiştir (Şevkânî, Neylü’l-evtâr, II, 229-232). Hanefilere göre bu cümle namaz sırasında daima gizlice söylenir.

Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 64-65

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*