Gizli Şeker Nedir?
Gizli şeker halk arasında popüler bir terimdir. Bir kişinin kan şekeri düzeyi olması gerekenden yüksektir ancak diyabet hastası olarak kabul edilebilecek yüksek aralıkta değildir. Bu tür hastalarda yapılan analiz sonucunda elde edilen değerler normal aralıkta değildir. Ancak Tip 2 diyabet tanısı konulabilecek kadar yüksek değildir. Bu durumlarda gizli diyabetin tıbbi tanısı konur. Gizli şeker hastaları şeker hastası sayılmasalar da aslında şeker hastalığına adaydırlar. Prediyabet tanısı alan hastaların yüksek risk grubunda olması nedeniyle gerekli önlemlerin alınması oldukça önemlidir.
Gizli Diyabetin belirtileri nelerdir?
Latent diyabet tanısı her ne kadar açlık ve tokluk değerlerine bakılarak değerlendirilse de hastaları bu aşamaya getiren belli nedenler vardır. Bir kişinin nasıl hissettiğindeki farklılıklar, gizli diyabet olup olmadığı sorusunu gündeme getirebilir. Bu farklılıklardan en yaygın olanı açlık ve hızlı yemek yemedir. Latent diyabetlilerin aslında kısmen diyabete yatkınlıklarından dolayı diyabetik semptomlar gösterdikleri görülmektedir. Özellikle şeker hastalarında açlık intoleransı ve gerginlik ortaya çıkar. Açlık ve tokluk kan şekeri değerlerindeki farklılıktan da görülebileceği gibi tatlı yeme krizleriyle birlikte kan şekerinde dengesizlik oluşabiliyor. Günlük hayatımızda bu krizleri fark etmesek de bize küçük sinyaller verebilirler. Yine yemek sonrası uykululuk, yorgunluk, halsizlik gibi durumlar herkesin başına gelebilecek detaylardır. Ancak eğer gizli şekerden kaynaklanıyorsa kesinlikle biraz farklı hissedeceksiniz. Eğer bu belirsizliği yaşıyorsanız ya da emin değilseniz mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Prediyabetin en kesin semptomlarından biri bu zayıflık ve uykululuktur. Yemeklerden sonra aniden yorgunluk hissedilir ve uyku başlar.
Şeker hastalığının tedavi yöntemleri nelerdir?
Diyabet tedavi yöntemleri hastalığın türüne göre değişmektedir. Tip 1 diyabette insülin tedavisinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisi de titizlikle uygulanmalıdır. Hastanın beslenmesi, doktorun önerdiği insülin dozu ve planına göre diyetisyen tarafından planlanır. Besinlerin içerdiği karbonhidrat miktarına göre insülin dozunun ayarlanabildiği karbonhidrat sayma uygulaması ile Tip 1 diyabetli bireylerin hayatı çok daha kolay hale getirilebiliyor. Tip 2 diyabetli bireylerde tedavi genellikle beslenme rejiminin sağlanmasının yanı sıra hücrelerin insülin hormonuna duyarlılığını artırmak veya doğrudan insülin hormonu salınımını artırmak için oral antidiyabetik ilaçların kullanımını içerir.
Diyabette dikkat edilmesi gerekenler ve önerilen tedavi prensiplerine uyulmadığı takdirde kan şekeri yüksekliği, nöropati (sinir hasarı), nefropati (böbrek hasarı) ve retinopati (göz retinası hasarı) başta olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açmaktadır. Bu nedenle eğer diyabetli bir bireyseniz düzenli kontrollerinizi yaptırmayı unutmayın.
Bir yanıt bırakın