Düşünülemez
İnanılmaması gereken: ‘En düşünülemez şeyleri bile dikkate alır, onları toplar ve genel olarak büyük sonuçlar çıkarır.’ -n. Bilgelik.
Aklına gelmemek (hatırlama ve hayal)
Bir şeyin gerçekleşeceğini veya olacağını hiç düşünmeden: ‘Akıl ve hayale sığmaz her cümlenin sonunda yemin bir kurdele veya bir fiyonk gibi çözülüyordu.’ – A. Ş. Hisar.
Aklınızdan (hafızanızdan ve hayalinizden) geçmemek
Bunu düşünmemek, bunu düşünmemek: ‘İstanbul’a herhangi bir devletin saldıracağı artık aklının ucundan bile geçmiyordu.’ -y. K. Beyatlı.
Bir rüya gibi
İnce, zarif: ‘dudaklarının kenarından bir rüya gibi beyaz bir dil geçti.’ -s. F. Abasıyanık.
Hayal kırıklığına uğramak
Çok istenilen veya umut edilen bir şeyin gerçekleşmemesinden dolayı üzüntü duymak: ‘Bir hafta sonra sargıları çıkarıp eserini incelediğinde hayal kırıklığına uğramıştı.’ -i. O. Anar.
Rüya görmek
Çok istenilen, özlenen bir şeyin gerçekleşmesini düşünmek: ‘Biz böyle hayal kurarken rüzgâr çıktı.’ -a. Erhat.
Bir rüya olmak
1) Gerçekleşmemek; 2) Geçmişte kalmak, anı olmak.
Hayal kurmak
Dış dünyadan çekilerek gerçekleşmesini istediğiniz şeyleri veya anıları düşünmek.
Rüya görmek
Rüyaların etkisi altında kalmak: ‘Bir kez daha durumu abarttığını ve rüyalara kapıldığını düşündü.’ -r. H. Karay.
Hayali fenere geri dönüş
Çok zayıflıyorum.
Hayal edin
Olmasını isteyerek, düşünerek: Fransa’ya gitmeyi hayal ediyordu.
Bir yanıt bırakın