Morbid obezitede tedavi yaklaşımı nedir?
Son yıllarda değişen yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıkları nedeniyle aşırı ve morbid obezite (morbid obezite) görülme sıklığı önemli ölçüde artmıştır. Öyle ki gelişmiş ülkelerin, özellikle ABD ve İngiltere’nin nüfusunun üçte biri obezite sorunuyla karşı karşıyadır. Yaygın inanışın aksine obezite sadece fazla kilolu olmak anlamına gelmez. Özellikle morbid obezite tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, eklem sorunları, uyku apnesi, psikolojik sorunlar ve dermatolojik sorunlar gibi pek çok ek klinik soruna zemin hazırlamaktadır. Obez hastalarda sadece deri altı yağ dokusunda kitlesel artış değil, aynı zamanda tüm organlarda yağlanma (karaciğer yağı gibi) ve çevre yağ dokularında artış görülmektedir.
Ayrıca, halk arasında çok bilinmese de obezite kanser geliştirme riskini de artırır. Bazı çalışmalar, morbid obez gebe kadınların, bariatrik cerrahi sonrası kilo verip gebe kalanlara kıyasla anne ve bebekle ilgili çok daha fazla sorun yaşadığını göstermiştir. Her bir ek sorun hem hasta hem de toplam ekonomi üzerinde önemli bir yüke sahiptir. Örneğin, diyabet geliştiren bir hastanın birçok ek ilaç kullanması, test yaptırması, diyabetin getirdiği ek klinik sorunlarla uğraşması ve çok daha fazla doktora görünmesi gerekecektir.
Obezite cerrahisi nedir ve hangi hastalara uygulanır?
Günümüzde ciddi komplikasyonların gelişme olasılığı yüksek olan morbid obez hastalarda bu durumun cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkündür. Ayrıca cerrahi tedavi günümüz koşullarında en radikal ve en iyi sonuç veren tedavi seçeneğidir. Morbid obez hastaların çoğu diyet ve egzersiz programlarıyla bir süre kilo verse de başarı oranı düşüktür (%3) ve kilo alma riski yüksektir. Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda özellikle tüp mide ameliyatı sonrası metabolizma değişir, çok ciddi iştahsızlık olur ve mide hacmi çok küçük olduğu için yemek yeme kısıtlanır. Bu nedenlerle cerrahi tedaviler ile tıbbi tedavi yöntemlerini başarı açısından karşılaştırmak mümkün değildir. Ancak bu uygulamanın sonuçta bir ameliyat ve ciddi bir karar olduğu düşünüldüğünde uygun profile sahip hastalarda ilk tedavi yaklaşımı her zaman diyet ve spor olmalıdır. Hastalarımızın çoğu birçok kez denemiş ancak başarılı olamamış ve bize gelmiş hastalardır.
Morbid obezite Hastalarda cerrahi operasyonlar multidisipliner yaklaşımla yapılması gereken müdahalelerdir. Hastalar endokrinolog, diyetisyen ve gerekirse psikolog tarafından değerlendirilmelidir. Özellikle ameliyattan önce endokrinolog hastanın hormonal bir probleminin olup olmadığını ve ameliyata uygun olup olmadığını mutlaka değerlendirmelidir. Yine ameliyattan önce midede başka bir patoloji olup olmadığını tespit etmek için mutlaka endoskopi yapılmalıdır. Ameliyattan önce hastalara ameliyat sonrası dönemde nasıl beslenecekleri diyetisyenler tarafından detaylı bir şekilde anlatılmalıdır. Özellikle ilk aylarda bu takip beslenme rejimi ve metabolizmanın yeni duruma adaptasyonu açısından oldukça önemlidir. Ayrıca hastalar ameliyat öncesi psikolojik durumları açısından psikiyatrik muayeneye tabi tutulabilirler. Ciddi psikiyatrik hastalıkları olan, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı olan ve ameliyatın detaylarını anlayamayan hastalar morbid obezite cerrahisi için uygun değildir. Morbid obezite cerrahisi geçirecek kişilerde mümkünse aile desteği tam olmalıdır. Evde beslenme planından ameliyat sürecine kadar her aşamada ailenin motivasyonunun ve onayının varlığı en az hastanın kararı kadar önemlidir.
Morbid obezite ameliyatları genellikle kısıtlayıcı, malabsorptif veya her ikisinin bir kombinasyonudur. Başka bir engel olmadığı sürece tüm ameliyatlar laparoskopik olarak, yani kapalı yöntemle yapılır.
Bir yanıt bırakın