Şaban ayı ile ilgili Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet edilen hadisler şunlardır:
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Şaban ayının onbeşinci gecesi gelince, gecesinde namaza kalkın ve o gecenin gündüzünde (onbeşinci gün) oruç tutun. Çünkü o gece güneş battığında, Yüce Allah yeryüzüne en yakın olan göğe iner ve şafak vaktine kadar şöyle der: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim. Daralan yok mu, ona şifa vereyim. Böyle olan var mı? Böyle olan var mı?’” (İbn Mâce, İkâme, 191)
Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Allah Teala, Şaban ayının onbeşinci gecesi yeryüzü semasına rahmetle nazar eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının kıllarının sayısından daha fazla sayıda kişiyi affeder.” (Tirmizî, Savm, 39)
Muaz b. Cebel (radıyallahu anh) Peygamber Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle rivayet etmiştir:
“Şaban ayının on beşinci gecesi, Yüce Allah bütün yarattıklarına bakar ve hepsini affeder. Fakat müşrik ve münafık olan kullarını affetmez.”Tergib ve Terhib 2/ 471.)
“Bu ay (Şaban), insanların Recep ile Ramazan arasında ihmal ettiği bir aydır. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbi olan Allah’a sunulur. Ben de oruçluyken amellerimin Allah’a sunulmasını istiyorum.” (Nesai, Sıyam, 70)
Allah Resulü (s.a.v.) yılın hiçbir ayında Şaban ayından daha fazla oruç tutmamış ve şöyle buyurmuştur:
“Amellerinizle elinizden geldiğince iyilik yapın. Siz onlardan bıkmadıkça Allah size asla bıkmışsınız gibi davranmaz. Allah katında en makbul ameller, kişinin az da olsa devamlı olarak yaptığı ameller ve davranışlardır.” (Müslim, Sıyam, 177.)
İbn Abbas (radıyallahu anh)’ın rivayetine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Ramazan’dan önce (bir veya iki gün) oruç tutmayın. Ramazan hilali görüldüğünde oruca başlayın; Şevval hilali görüldüğünde orucu bırakın. Eğer bir bulut hilali görmenizi engellerse, günü otuz günle tamamlayın.” (Tirmizi, Savm 5)
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sizden hiçbiri Ramazan’ı bir veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamaya çalışmasın. Ancak, belirli günlerde oruç tutma alışkanlığı olan kişi o gün oruç tutsun.” (Buhari, Savm 5, 14; Müslim, Sıyam 21)
“Şaban ayının onbeşinci gecesi gelince, gecesinde namaza kalkın ve o gecenin gündüzünde (onbeşinci gün) oruç tutun. Çünkü o gece güneş battığında, Yüce Allah yeryüzüne en yakın olan göğe iner ve şafak vaktine kadar şöyle der: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim. Daralan yok mu, ona şifa vereyim. Böyle olan var mı? Böyle olan var mı?’” (İbn Mâce, İkâme, 191)
Üsame İbnu Zeyd (radıyallahu anh) Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) sordu:
“Ey Allah’ın Resulü! Senin Şaban ayında tuttuğun kadar oruç tuttuğunu hiçbir ayda görmüyorum.” Ben dediğimde,
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bu, Receb ve Ramazan ayları arasında çoğu insanın gafil olduğu bir fazilet ayıdır. Bu, amellerin Âlemlerin Rabbine yükseltildiği bir aydır. Bu nedenle, oruçluyken amellerimin yükseltilmesini seviyorum.” (Nesai, Savm, 70.)
Hz. Aişe (radıyallahu anha) şöyle dedi:
“Peygamber (s.a.v.) hiçbir ayda Şaban ayındakinden daha fazla oruç tutmamıştır. Şaban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.” (Müslim, Sıyâm 176; İbn Mâce, Sıyâm 30)
Başka bir rivayette ise: “Birkaç kişi hariç, Şaban ayını oruçlu geçirirdi.” Denildi ki. (Buhari, Savm 52; Müslim, Sıyam 177)
Bir yanıt bırakın