Şeytan Taşlamayı Tamamlamadan Mekke’den Ayrılmak Zorunda Kalan Kimsenin Ne Yapması Gerekir

Yeni Haber Merkezi

Mazereti nedeniyle şeytan taşlama işlemini tamamlamadan Mekke’den ayrılmak zorunda kalan kişi ne yapmalıdır?

Hastalık, yaşlılık, sakatlık, zayıf olmak ve izdihamdan zarar görecek durumda olmak, bir mazeret nedeniyle şeytan taşlama işlemini tamamlamadan Mekke’yi terk etmek zorunda olmak ve benzeri durumlar meşru mazeretlerdir.

Bu tür mazeretleri olan kişiler, vekaleten başkalarına da taş attırabilirler. Vekil olanlar önce kendi taşlarını, sonra temsil ettikleri kimselerin taşlarını atarlar (Nevevî, el-Mecmû’, VIII, 243-245).

Hac sırasında şeytanı taşlamanın hikmeti nedir?

Bilindiği gibi Hac mevsiminde Mina’da şeytan üç şekilde taşlanır: Akabe Cemre, Küçük Cemre ve Kurban Bayramı’nın birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde Orta Cemre. Bu ibadet zorunludur. Burada yapılan hareketler haccın sembolleri arasındadır. Güzel bir anıyı hatırlamaktır. Tüm insanlığın ortak düşmanı şeytana taş atarak lanet etmektir.

Taşlama burada temsili üç yerde yapılıyor. Bu ibadet şekli bize İbrahim (a.s.)’den intikal etmiştir.

Bu konuda iki rivayet vardır. Biri şöyle:

Hz. İbrahim, Allah’ın emri üzerine, bir imtihan olarak oğlu Hz. İsmail’i kurbana götürürken karşılarına şeytan çıkar. Hz. İbrahim’in baba şefkatini istismar ederek bundan vazgeçirmeye çalışır. Ama durum tersine dönüyor. Bundan sonra Hz. İsmail’i rahatsız ediyor. Babasının Cenab-ı Hakk’ın emrini yanlış anladığını ve annesini gözyaşları içinde geride bıraktığını fısıldıyor ve bu emre uymamasını tavsiye ediyor. Hz. Şeytanın hilelerine aldırış etmedi. İsmail onu kovalamakla kalmıyor, aynı zamanda ona yedi taş da atıyor.

Hacıların cemrelere taş atması bu olayın hatırlanması ve yeniden yaşanmasıdır.

İbn Abbas’ın bu konuyla ilgili rivayeti şöyledir:

“Hz. İbrahim hacca gittiğinde şeytan ona Akabe Cemre yakınında göründü. Sonra onu yedi taşla taşladı ve şeytan yere çöktü. Daha sonra Orta Cemre yakınlarında şeytan ona tekrar göründü. Oraya yedi taş attı. Böylece şeytan tekrar yere battı. Bir süre sonra tekrar Küçük Cemre’nin karşısına çıktı. Burada da yedi taş daha atınca şeytan yere yığıldı.”

Bundan sonra İbn Abbas şöyle der:

“Siz ancak şeytanı taşlarsınız ve ancak atanız İbrahim (a.s)’ın yolundan gidersiniz.” (Müsned, 1/297)

Bu ibadet şekli, Hz. Adem’den bu yana her insanın ortak düşmanı olan şeytanın isteklerine uymamak ve onun fısıltılarına kulak asmamak, şeytanı bir kez daha iman dairesinde yok etmek demektir. Bu taşlama, kötü niyetlere ve kötü güçlere karşı bir güç gösterisi, her türlü kötülüğü yenme kararlılığının ve Rabbimiz ile yapılan manevi anlaşmanın yerine getirilmesinin simgesidir.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

“Beytullah’ın etrafında dolaşmak, Safa ile Merve arasında gidip gelmek, şeytanı taşlamak, bunların hepsi Allah’ın işaretlerini (İslam’ın işaretlerini) ayakta tutmak içindir.” (Feyzu’l-kadir, 2/573)

Müminler hac mevsiminde bu tür ibadetleri yaparak Rablerine olan kulluklarını ifade ederler, O’nun kulu ve muhatabı olmanın sevinç ve zevkini yaşarlar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*