Ümeyme bint Rukayka radıyallahu anha, kadınların biatıyla ilgili Peygamber Efendimiz (sav)’den hadis rivayet eden bahtiyar bir hanım sahabidir…
İnancı uğruna nice zulme ve zorluklara maruz kalan ama inancından asla taviz vermeyen kahraman bir hanımefendi…
Hazreti Hatice (radıyallahu anha) annemizin kız kardeşinin kızıdır…
Hazreti Ebû Bekir (ra)’in parayla satın alıp kurtardığı azatlılardan biri…
İslam güneşinin Mekke’nin karanlık ufuklarında doğmaya başladığı ilk yıllarda, annemiz olan halası Hazreti Hatice (r.anha) vasıtasıyla Müslüman oldu. Babası Abdullah ibni Bicad, annesi Rukayka bint Huveylid’dir.
Umayme bint Rukayka radiyallahu anha, inancı uğruna diğer sahabeler gibi müşrikler tarafından işkencelere maruz bırakıldı. Ama hiçbir zaman inancından taviz vermedi.
İslam’ın ilk yıllarında müşrikler zayıf, fakir ve yalnız Müslümanları yakalayıp şehir dışına çıkarır ve onlara eziyet ederlerdi. Hazreti Ebu Bekir (ra) onları parayla satın alarak kurtarırdı. Bir defasında birkaç kadın sahabeyi bir araya toplayıp azat etti. Bunu öğrenen henüz Müslüman olmayan babası Ebu Kuhafe, oğlu Ebu Bekir’e (ra) şöyle dedi:
“-Oğlum! Sen bu adama (Peygamber’i kastederek) bağlandın. Kavmini terk ettin. Ve bu üç beş zayıf kadını satın aldın.” diyerek oğluna sitem etti.
Hazreti Ebu Bekir (ra) yumuşak kalpli ve büyük bir insandı. Merhamet dolu bir kalbi vardı. O, ne yaptığının bilincinde, vefalı, bilinçli bir iman adamıydı. Rabbinin rızasını kazanmak için her şeyi feda ederdi. Müminlerin kardeşliğinin gerektirdiği her türlü fedakarlıktan çekinmezdi. İmana bağlılığını malıyla, canıyla ve her imkânıyla gösterdi. Babasını yatıştırmak için şu cevabı verdi:
“-Baba, merak etme! “Ne yaptığımı çok iyi biliyorum.” dedi. Babasını, gönlünü sevindirecek güzel sözlerle teselli etti.
Ümeyme radıyallahu anha, bela ve musibetler karşısında sabır ve hoşgörüyle hareket edebilen bir kişiliğe sahipti. Herşeyin Allah’tan geldiğine inanıyordu ve bu inançla hareket ediyordu.
Bir gün gözüne bir şey kaçmış ve görme yetisini kaybetmiş. Müşrikler bunu fırsat bilip ona şöyle dediler:
“-Lat ve Uzza, Müslüman olduğun için seni kör etti” Diyerek bana eziyet ettiler.
Ümeyme (r.anha), imanı kalbinde sağlam olan bir mümindi. Bu sözlere hiç aldırış etmedi. Onun kalbinde putlara karşı en ufak bir eğilim yoktu. Bunun asla idoller tarafından olamayacağını söyledi. Yüreğinin derinliklerinden gelen dini bir heyecanla, müşriklerin yüzüne vurur gibi bağırdı:
“-Hayır!.. Asla!.. Vallahi öyle değil!… Bu Allah’tan gelen bir şey. Bu sizin putlarınızdan değil, Allah’tan gelen bir şeydir.”
Ümeyme (r.anha)’nin imana olan bağlılığını gösteren bu sözlerinden kısa bir süre sonra Cenab-ı Hak onun gözlerini iyileştirdi. Birdenbire görmeye başladı. Kör gözler görmeye başladı.
Yüce Allah her şeye kadirdir. Bir şeyin olmasını dilediğinde sadece şunu söyler; “Ol” diyor. Ve hemen; “Olurdu.”
Herşey O’nun bilgisi dahilindeydi. Onun ilmi göklerde ve yerde olan her şeyi kapsıyordu. Bütün varlıklar O’nun kudretiyle hareket ediyordu. Sonsuz güç ve kudrete sahipti. Mülk O’nundu.
Her zaman olduğu gibi Allah’a ve O’nun gücüne inanmayan müşrikler; “Bu, Muhammed’in sihirlerinden biridir” dediler. Yine başarısız oldular.
İman ne büyük nimettir!.. İmanla yaşamak ne büyük şereftir!.. Ya Rabbi!..Bizi bu şerefle muamele et!..
Hubeyb ibni Ka’b (ra) ile evlenen Ümeyme bint Rukayka’nın (r.anha) Nehdiyye adında bir çocuğu vardı.
Umeyme (r.anha), Peygamberimiz Muhammed (sav)’in vefatından sonra yaşamıştır. Kaynaklarda iki hadis rivayeti bulunmaktadır. Bunlardan biri kadınların biatıyla ilgili. Şu şekilde aktarılıyor:
Umeyme bint Rukayka radıyallahu anha anlatıyor:
Ensar’dan bir grup kadınla birlikte Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) gelerek şöyle dediler:
-Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarımızı öldürmemek, iftira atmamak, emirlerine karşı gelmemek üzere biat ederiz. Peygamberimiz hemen şöyle buyurdu:
“-Yeteneğiniz olan ve gücünüzü ortaya çıkarabileceğiniz konularda!” dedi.
Bu şefkat ve merhamet dolu söz üzerine diyoruz ki:
-Resûlullah bize bizden daha merhametlidir, biat edelim, dedik.
Kadınlar karşılıklı anlaşarak bağlılık yemini etmek istediler. Ancak Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur:
“-Ben kadınlarla musafaha yapmam! “Yüz kadına aynı anda söylediğim bir söz, her kadına ayrı ayrı söylenmiş sayılır.” dedi. (Muvatta, Bey’at, 2; Tirmizi, Siyer, 37)
Bu vesileyle Peygamberimiz Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem belki de ilk kez İslam’ın yeni bir adabını öğretiyordu. Birbiriyle evli olan bir erkek ve bir kadının el ele tutuşamayacağı belirtildi.
Başka bir rivayette: “Resûlullah (s.a.v.) biat ederken elinde bir çözülme (giysi parçası) olmadığı sürece kadınlarla tokalaşmazdı.” .
Aynı şekilde Buhari’de Hz. Aişe (r.anha)’den gelen bir rivayette: “Resûlullah (s.a.v.) kadınlarla beraberdi. “Ey Peygamber! Mümin kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının çocuğunu evlat edinerek kocalarını suçlamamak şartıyla size biat etmek için geldiklerinde, Doğru olanı yapmakta sana karşı gelme, onları kabul et; Onlar için Allah’tan bağışlanma dileyin…” (Mümtehine: 60/12) Ayet manasıyla biat ederdi. “Ailesine mensup olanlar dışında hiçbir kadının eline elinin dokunmadığı” belirtildi.
Kısaca Resûlullah (s.a.v.)’in biat ederken kadınların çıplak ellerine dokunmadığı tüm rivayetlerde ittifakla ifade edilmektedir.
Ümeyme (r.anha)’nin rivayet ettiği ikinci hadis ise şöyledir.
Ümeyme bint Rukayka (r.anha) şöyle anlattı:
“Peygamber Efendimiz (sav)’in kanepesinin altında bir tas vardı. Geceleri orada abdest alırdı.” (Ebu Davud Tercümesi ve Şerhi, cilt.1, s.52 Hadis no: 24)
Bu hadis-i şerif, ümmete zor zamanlarda veya dışarı çıkmalarına engel olan durumlarda ve zaruret zamanlarında işleri kolaylaştırmanın bir yolunu göstermiştir.
Kaynaklarda Ümeyme bint Rukayka radıyallahu anha hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Nerede ve ne zaman öldüğü bilinmiyor. Allah ondan razı olsun. Rabbimiz hepimize şefaatini nasip etsin. Amin.
Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi
2008 – Mayıs Sayı: 267, Sayfa: 060
Bir yanıt bırakın