Bakara Suresi 2 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde nazil olmuştur. 286 ayetiyle Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. İsmini 67-73 ayetlerindeki sureden almıştır. “bakara (sığır)” Surede İslam hukukunun temel konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 2. ayetinin yazımı

Bakara Suresi 2. Ayet Anlamı

İşte bu, hiç şüphe olmayan bir Kitap’tır. O, günahtan korkanlar için bir hidayettir.

Bakara Suresi 2. Ayet Yorumu

Bakara Suresi Medine’de nazil olduğuna göre, daha önce birçok başka Sure nazil olmuş olmalı. Önemli bir kısmı bu Surelerle tamamlanan metnin “kitap” olarak adlandırılması uygun görülmüştür.

“Hiçbir şüphe yoktur” ifadesi, kitabın Allah katından geldiği ve anlatmak istediğini açıkça ifade edebildiği, bir hidayet, bir yol gösterici ve bir ışık olduğu gerçeğiyle ilgilidir; her iki hususta da şüpheye yer yoktur.

“Rehber” olarak çevirdiğimiz huda kelimesi, hidâyet ile aynı kökten gelir ve Allah’ın razı olduğu hayat tarzında, iman, ibadet ve ahlâk yolunda ilahi rehberliği ifade eder. Bu rehberlikten faydalanabilmek için, bir kişinin yukarıdaki ayetlerde nitelikleri açıklanan bilince sahip olması gerekir (ayrıntılı bilgi için bkz. Yusuf Şevki Yavuz, “Hidâyet”, DİA, XVII, 473-477).

“Muttaki” (dindarlık) ve “takva” kelimeleri dilimizde de kullanılan Arapça kökenli kelimelerdir. “Takva” kelimesinin asıl anlamı “kaçınılması gereken şeylerden kaçınanlar”dır. “Takva” kelimesinin Kur’an’da ve özellikle bu ayette geçen anlamı, onu takip eden ayetlerde açıklanmıştır. Buna göre takva sahibi kişilerde beş özellik vardır: Gayba inanmak, namazları doğru ve düzenli kılmak, Allah’ın verdiğinden bir kısmını O’nun yolunda harcamak, Kur’an’a ve diğer peygamberlere gönderilen kitaplara inanmak ve ahiret inancının kuvvetli olması. Bu özellikleri kendisinde idrak eden mümin, takva sahibi ve takva sahibi kişidir.

Böylece, takva sahibi müminlerde meydana gelen şuur, his ve davranışlar hakkında başka açıklamalar da yapılmıştır. Konuyla ilgili birkaç hadisin anlamları şöyledir: “Kul, zararsız şeylerden kaçınıp, zararlı şeylere düşmedikçe takva sahibi olamaz.” (Tirmizî, “Kıyamet”, 19; İbn Mâce, “Zühd”, 24). “Kul, vicdanını rahatsız eden şeyi terk etmedikçe takva derecesine erişemez.” (Buhârî, “İman”, 1). Ebû Hüreyre’ye atfedilen bir benzetme, “Yolda yürürken diken görürsen ya yolu değiştirirsin ya da dikene dokunmadan geçebileceğin bir yol ararsın ve bulursun; işte takva budur; Allah’ın haram kıldığı kötülüklere bulaşmadan hayatı yaşamaya çalışmaktır.” (Takva konusunda geniş bilgi için ayrıca bkz. Bakara 2/197).

Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 70-71

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*