Medine döneminde inmiştir. Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir ve 286 ayettir. İsim, 67-73. ayetlerde “bakara (sığır)” Kelimesinden alır. Surede İslam hukukunun ana konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.
Bakara Suresi 25. Ayetinin Yazılışı
Bakara Suresi 25. Ayet Anlamı
İman edip salih ameller işleyenlere, altlarından ırmaklar akan cennetler olacağını müjdele. Kendilerine cennetin meyvelerinden her rızık olarak sunulduğunda, “Bu, bize daha önce verilmiş olandır” derler. Onlara da aynı şekilde verilmiştir. Ve orada onlara tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedî kalacaklardır.
Bakara Suresi 25. Ayet Tefsiri
“Salih amel” olarak tercüme ettiğimiz salih ameller, mü’min için dünyada ve ahirette faydalı olan tüm amel, tutum ve davranışları kapsayan geniş bir içeriğe sahiptir. Allah’ı tanıyan ve O’nun indirdiği kadar tanıyan kullar, hiçbir teşvike ihtiyaç duymadan O’na kulluk eder, huzur ve mutluluğu kullukta (ibadette) bulurlar. Bu akıl ve şuur zayıf olduğu veya yetersiz olduğu sürece teşvike ihtiyaç vardır. İtaat etmeyenlere verilecek cezanın bildirilmesi veya itaat edenlere verilecek ödülün açıklanması yoluyla teşvik yapılabilir. Önceki ayetlerde kullar ibadete davet edilmiş, inkar edenlerin karşılaşacakları korkunç son haber verilmiş; Burada itaat eden ve ibadet edenlerin alacağı mükâfat anlatılmaktadır. Kur’an ve hadislerde anlatılan teşvik ödülleri, cennet ve onun nimetleri, ilahi güzellikleri görmek ve “rıdvan”dır, yani Allah’ın kullarına hitap etmesi, onlardan razı olduğunu, imtihanın bittiğini ve artık kurtulduklarını bildirmesidir. başardı. Bu ayette zikredilen mükafat, cennet, oradaki çeşitli nimetler, eşler ve orada sonsuza kadar kalacağının müjdesidir.
Hem cennet hem de içindekiler, dünyada bilinen nesnelerden öz ve yapı bakımından farklıdır. Ancak insanlara göremedikleri, bilemedikleri, tadamadıkları, hatta hayal bile edemedikleri şeyleri anlatmanın tek yolu bildikleri nesnelerin isimlerini kullanmaktır. Cenab-ı Hak da cenneti ve onun nimetlerini bildiğimiz isim, kelime, kavram ve resimlerle ifade etmiştir. Bir benzerlik var ama asla biri diğerinin aynısı ya da benzeri değil. İbn Abbas bu gerçeği “Cennetteki şeylerin dünyada sadece isimleri vardır” (Alûsî, I, 204, Beyhakî’den aktaran) diyerek açıklamıştır. Cennetin ve içindeki nimetlerin dünyada bildiğimizden, hatta hayal ettiğimizden farklı, bunların ötesinde olduğunu anlatan başka ayet ve hadisler de vardır. Hz. Peygamber Efendimiz bir sohbetinde cenneti anlatırken şöyle buyurmuştur: “Orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, kimsenin hayal etmediği şeyler vardır.” Daha sonra şöyle buyurdu: “Korku ve ümit içinde bedenleri Rablerine ibadet ve dua edecek bir yatak göremezler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah için harcarlar. “Kimse bilmez” ayetlerini okudu. yaptıklarının karşılığında kendilerine ayrılan mutluluktur” (Secde 32/16-17) (Müslim, “Cennet”, 5).
Kur’an-ı Kerim’de cennet ehlinin her istediğinin verileceği vaad edildiği için insanlar dünyadaki düşünce, arzu ve ihtiyaçlarının bir sonucu ve gereği olarak Hz. Muhammed’e gelirler. Peygamber Efendimize, “Orada bu kadar çok kadın veya at var mı?… Bize falan verilecek mi?” diye sordum. Onlar sordular, o da bu sorulara Kur’an’daki vaade dayanarak “İstediğin her şey sana verilecektir” diyerek cevap verdi (Buhârî, “Bed’ü’l-halk”, 8 vd.; Müslim, ” Cennet”, 2-5). Buna dayanarak bazıları şöyle soruyor: “Cennette bir erkeğe bu kadar çok kadın verilecek, peki erkek onlara cinsel açıdan nasıl yetecek? Yeryüzündeki kadınların durumu ne olacak?” Bunlara benzer sorular sordular ve dünya şartları ve düzeni çerçevesinde cevaplar ürettiler. Kanaatimizce, açıklanan ayet ve benzeri ayetleri genel bir kural olarak kabul etmek ve ahirette olacak, verilecek ve yaşanacak şeyleri, bu dünyada olanlarla karşılaştırmamak, bu dünyada olanlarla kıyaslamamaktır. olumlu ve olumsuz yönleriyle dünyayı ahirete aktarır.
Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 90-92
Bir yanıt bırakın