Bakara Suresi 6 Ayet Tefsiri Meali ve Arapça Yazılışı

Yeni Haber Merkezi

Medine döneminde nazil olmuştur. 286 ayetiyle Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir. İsmini 67-73 ayetlerindeki sureden almıştır. “bakara (sığır)” Surede İslam hukukunun temel konularına ilişkin pek çok hüküm yer almaktadır.

Bakara Suresi 6. ayetinin yazımı

Bakara Suresi 6. Ayet Anlamı

İnkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da durum aynıdır; onlar asla inanmazlar.

Bakara Suresi 6. Ayet Yorumu

Küfür kelimesinin asıl anlamı “örtmek”, kafir ise “örtmek” demektir. Ektiği tohumun üzerini toprakla örten çiftçi için de kafir kelimesi kullanılmıştır. Dinî dilde ise küfür, “Hak dinin getirdiği hakikatleri kabul etmemek, örtbas etmek, yok saymak” demektir. Dilimizde “inkâr” tabiri diğer kelimelerden daha çok bu anlama uygundur. Ayrıca Türkçede küfür kelimesi asıl anlamının yanı sıra “küfür, hakaret” manasını da taşıdığından hem burada hem de tercüme ve tefsirde başka yerlerde çoğunlukla “küfür” yerine “inkâr”, “kafir” yerine de “inkârcı” veya “inkâr eden” kelimeleri tercih edilmiştir.

Fatiha Suresi’nde doğru yolda olanlar, sapmış olanlar ve Allah’ın gazabına uğramış olanlar zikredilmiştir. Bakara Suresi’nin ilk ayetlerinde doğru yolda olanların (takva sahibi müminlerin) en önemli özellikleri ifade edilmiştir. Bu ayetlerden hareketle sapmış olanların ve Allah’ın gazabına uğramış olanların ahlakı, tavırları ve sonuçları açıklanmıştır.

Ayetin vasıflandırdığı “kâfirler”, hak dine karşı olumsuz düşünce ve tutumlarını gizlemeyen, tercihlerini açıkça küfür ve reddetme yönünde kullanan, zaman geçtikçe küfürle şartlanan, diğer düşünce ve inançlara (hak din dahil) kulaklarını, gözlerini ve kalplerini kapatan kişilerdir. Kulakları, dikkatleri ve algıları ilahi rehberliğe kapalı olan kâfirlere öğüt ve uyarıların fayda vermeyeceği, uyarıların ise sadece hakkı arayan ve Allah’ın sözünü dinleyenler üzerinde etkili olacağı açıktır. Peygamber kâfirlerle çok meşguldü, onların iman ehline katılmalarını istiyordu ve çabalarının fayda vermediğini görünce üzüldü.

Bu sebepledir ki, Cenab-ı Hak, zaman zaman iman ve küfür hakikatini açıklayarak peygamberini teselli etmiş, yatıştırmış ve sanki şöyle buyurmuştur: “Ey Habibim! Senin bütün çabalarına rağmen, onların küfürlerinden vazgeçmemeleri ve imana gelmemelerinin kabahati sende veya senin tebliğ ettiğin dinde değildir. Kabahat, kendi istek ve tercihleriyle küfürlerinde ısrar eden ve hak sözüne kulaklarını tıkayanlardadır. Sen ne kadar uğraşırsan uğraş, bu kâfirler iman etmezler.”

Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 75

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*