Nâile binti Ferâfisa (ra)
Naile binti Ferafisa (radıyallahu anh), Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in iki şerefli sahabesinin vefatından sonra Hazreti Osman (radıyallahu anh) ile evlenen bahtiyar bir hanım sahabe idi.
Evi isyancılar tarafından kuşatılan, şehit edilirken yanından ayrılmayan Hz. Osman’ın (ra) sadık ve fedakar eşi…
Eve öfkeli bir şekilde girenlere karşı nazik davranan, onları öğütlerle uyaran, sözleri tesirli, ifadesi güçlü, dili akıcı olan bir hatip…
İsyancıların saldırılarına ve kılıç darbelerine korkusuzca direnen ve parmaklarını kaybeden kahraman, yiğit bir kadın…
Halk arasında saygı duyulan, itibarlı, anlayışlı, zeki, yumuşak kalpli, şair ruhlu şanslı bir adamdı…
Beni Kelb kabilesine mensuptur. Hristiyan bir babası vardır. Adı Ferafisa bin el-Ahwas’tır. Babası anlayışlı bir insandır, halkı arasında saygı duyulan bir beyefendidir. Çocuklarının dürüst, ahlaklı, bilgili ve kültürlü olarak yetişmesi için çabalayan bir babadır.
Naile bint Ferafisa, Hristiyan bir ailede büyüdü. Ancak şiirsel, okuyan ve araştıran bir insandı. Son din ve son peygamber hakkında bilgi toplamaya başladı. İslam’ın güzel ahlakı hakkında öğrendiği bilgiler onun manevi dünyasını aydınlattı. Kısa bir süre sonra Müslüman olmaya karar verdi. İki kardeşiyle birlikte İslam’ı kabul etti ve Kelime-i Şehadet getirerek İslam’la şereflendi.
Babası Hristiyanlığı uygulamaya devam ederken, kızlarının Müslüman olmasına itiraz etmedi. Hatta her iki kızının da Müslüman erkeklerle evlenmesine izin verdi.
İlk kızı Hind (r.anha), Kûfe valisi Said b. Âs (ra) ile; ikinci kızı Naile (r.anha), Resûlullah (s.a.s)’in damadı ve Müslümanların üçüncü halifesi Hz. Osman (ra) ile evlendi.
Naile bint Ferafisa (Allah ondan razı olsun) zeki, anlayışlı, bilgili, kültürlü ve şiirsel bir kadındı. Evliliği şu şekilde gerçekleşti:
Said bin As (ra), Hazreti Osman’ın (ra) halifeliğinden önce Kufe valisiydi. Bu görevdeyken Farafisa’nın kızı Hind ile evlendi. Bunu duyan Hazreti Osman (ra), Said bin As’a (ra) özel bir mektup yazdı.
Mektupta: “Beni Kelb kabilesinden bir kadınla evlendiğini duydum. Bana onun soyu ve karakteri hakkında bilgi vermelisin.” Açıklama istedi. Şöyle cevap verdi:
“Aldığım kız Ferafisa bin el-Ahvas’ın kızıdır. Hristiyan bir ailede yetişmiş ve daha sonra Müslüman olmuştur. Bilgili, iyi huylu, zeki bir kadındır. Dürüstlüğü ve ahlakı mükemmeldir.” Şöyle bir mektup yazarak açıklama yaptı.
Hazreti Osman (ra) bu mektubu ve içindeki bilgileri alınca, Said bin As’a (ra) bir mektup daha yazdı. Kalbinin arzusunu dile getirerek şöyle dedi:
“- Eğer bir kız kardeşi varsa onu bana versin.” İstedi. Kendisini vekil tayin etti.
Bunun üzerine Said İbnu As (ra) kayınpederine bir mektup yazarak Hazreti Osman’ın (ra) isteğini iletti. Hıristiyan baba hiç tereddüt etmeden, kızı Naile’yi evlendirmek üzere ağabeyi Dabb’ı vekil tayin etti.
Naile (ra) genç yaşta Hz. Osman (ra) gibi yaşlı bir adamla evleneceğini öğrendiğinde bir süre düşündü. Ancak onun asil, şerefli ve cennetle müjdelenmiş bir sahabe olması Naile’nin (ra) bu evliliğe olumlu tepki vermesine sebep oldu.
Müslüman kardeşi Dabb ile birlikte ailesiyle vedalaşarak Medine’ye Hz. Osman (ra)’ın evine geldi.
Hz. Osman (ra) yeni eşi Naile’yi (ra) yüksek bir yere oturttu. Onunla sohbet etti. Sohbetleri sırasında onun sözlerinden ve tavırlarından memnun kaldı.
Naile (r.anha) sadık ve bağlı bir kadındı. Kocasına karşı saygı ve hizmet göstermekten asla geri kalmadı. O dönemin çekişmeli günlerinde onun en büyük destekçisiydi.
Hz. Osman (ra)’ın kuşatılıp evinde sıkıştığı gün, yanından ayrılmadı. Öfkeli hainlerin kocasını öldürmek için kılıçlarla içeri girdiğini görünce, karısının üzerine atıldı ve onu korumaya çalıştı. Kendisine çekilen kılıçları elleriyle tutmaya çalıştı. Bu kargaşada kılıç parmaklarını kesti.
O kadar sadık, cesur bir eşti ki.
Naile (r.anha) bu kuşatma anını şöyle anlatır:
“Evinin kuşatıldığı gün Hz. Osman (ra) oruçluydu. Orucunu açma vakti gelince su istedi. İsyancılar alay ederek, “Şurada bir kuyu var” dediler. Pis, kokan bir kuyuyu işaret ettiler. O geceyi yemeden, içmeden geçirdi. Sabah olunca komşular geldi. Onlardan su istedi. Koşarak bir testi su getirdiler. O sırada hafif uykudaydı ve uyukluyordu. Su getirildiğinde uyandırıldı. Bu sırada uyanıkken bir rüya gördü. Şöyle anlatıyor:
“Resulullah (s.a.v.) tavandan bana baktı ve bana su dolu bir kova uzattı.
“-Ey Osman! Al iç.” dedi.
Susayana, doyana ve tok olana kadar tekrar tekrar içtim. Su azalmadı, içtikçe arttı. Sonra bana dedi ki:
“- Ey Osman! Senin kavminden bir grup sana karşı gelecek. Onlarla savaşırsan galip gelirsin. Onlara karşı koymazsan savaşma, onları bırak, bizimle birlikte orucunu açarsın.” (Ali el-Muttaki, no: 36295)
Bunun üzerine Hazreti Osman (ra) kadere boyun eğdi ve teslim oldu. İsyancılar içeri girip o edep ve hayâ timsali adamı şehit ettiler.
Aynı konu bir başka kaynakta da şöyle anlatılmaktadır:
Hz. Osman’ın (ra) hanımı Naile binti Farafisa (ra)’dan rivayet olunduğuna göre:
“Müminlerin Emiri Hazreti Osman (ra) bir süre uykuya dalmıştı. Uyandığında şöyle dedi:
“- Halkım beni öldürecek.”
Ve ben dedim ki;
“- Asla! İnşaallah isteklerine ulaşamayacaklar. İstediklerini yapamayacaklar. Şüphesiz ki halkın seni gözetecek ve koruyacaktır.”
Hz. Osman (ra) yine şöyle buyurdu;
“- Rüyamda Resûlullah (s.a.v.), Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’i (r.a.) gördüm.”
Dediler ki:
“- Bu gece orucunu bizimle açabilirsin.” (Ahmed bin Hanbel, I, 73)
Naila bint Farafisa (ra) etkili bir hatipti. İfadeleri güçlü ve etkiliydi. Hazreti Osman’ın (ra) evi kuşatıldığında, isyancılara şöyle hitap etti:
“- Onu öldürmek mi istiyorsun? Sana şunu söyleyeyim: Ya öldür ya da rahat bırak.
Gece boyunca tek rekat namaz kılar ve o rekatta Kur’an’ı baştan sona okur. Ona faziletini ve Kur’an dostu olduğunu hatırlattı. (Heysemi, IX, 94; Ebû Nuaym, Hilye, I, 57)
Cesur bir kadındı, kararlılık ve sadakatle doluydu. Hazreti Osman (ra) şehit edildiğinde bile kararlılığını kaybetmedi. İsyancılara aynı hatırlatmalarla hitap etti:
“- Onu şehit ettin. Vallahi, o, bütün geceyi tek rekatta Kur’an okuyarak geçirirdi.” Allah. (İbn Sa’d, III, 76)
Bu sözleriyle kocasının terbiyeli, iffetli, Kur’an dostu, faziletli bir insan olduğunu teyit ediyordu. Onun yüksek ahlakını zikrederek kendini teselli etmeye ve huzur bulmaya çalışıyordu.
Naile (r.anha) böyle acı bir günü yaşadı ve hayat arkadaşını sonuna kadar yalnız bırakmadı.
Hayatı hakkında pek fazla bilgiye sahip değiliz. Kaynaklar nerede ve ne zaman öldüğünü belirtmiyor.
Allah ondan razı olsun.
Rabbimiz hepimize şefaat etmeyi ve onun sadakatine ve vefasına ortak olmayı nasip etsin. Amin.
Altınoluk
2008 – Şubat, Sayı: 264, Sayfa: 054
Bir yanıt bırakın