Peygamberimizin Bina İle İlgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bizimle birlikte dışarı çıktı. Sonra etrafındaki binalardan daha yüksekte duran bir kubbe gördü. “Bu nedir?” diye sordu. Kendisine, “Ensar’dan falan kişinindir.” denildi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sustu, fakat içten içe binadan hoşnut değildi.

Bir süre sonra sahibi geldi. Kalabalıkta Peygamber’e (s.a.v.) selam verdi. Allah’ın Resulü (s.a.v.) yüzünü çevirdi ve selamını almadı. Tekrar tekrar selam verdi, fakat selamını almadı. Adam Allah’ın Resulü’nün (s.a.v.) kendisine kızdığını ve yüzünü çevirdiğini anladı.

Durumu arkadaşlarına anlattı ve şöyle dedi: “Vallahi, Resûlullah’ın (s.a.v.) bakışını iyi bulmuyorum. Bana ne olduğunu bilmiyorum.” Ona dediler ki: “Gezerken senin kubbeni gördü. “Bu kimindir?” dedi. Biz sana bunun sana ait olduğunu bildirdik.” Adam hemen geri döndü ve senin kubbeni yerle bir etti. Resûlullah (s.a.v.) başka bir gün yine yürüyüşe çıktı. Kubbeyi göremeyince şöyle dedi: “Kubbeye ne oldu?” diye sordu. Kubbenin sahibiyle ilgili gelişmeler anlatıldı. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.s.) “Bil ki, ihtiyaç duyulmayan her bina, sahibi için günahtır.” buyurdu. diye emretti.

Ebû Dâvud, Edeb 169, (5237).

Kays İbnu Ebi Hazım (radıyallahu anh) anlatıyor: “Geçmiş olsun diye Habbab İbnu’l-Erat’a (Allah ondan razı olsun) gittik. Karnının üzerinde yedi yerde bir dağ vardı. Bize şöyle dedi: “Bizden öncekilere gelince, dünya hayatı onların mükafatlarını hiçbir şekilde azaltmadı. Onlardan sonra o kadar zengin olduk ki, kendimizi koruyacak bir yer bulamadık ve toprağa (inşaat yapımına) yatırım yaptık. Ancak, zor zamanlarda (öyle anlar vardı ki) Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) bize yasaklamasaydı, ölümü dilerdik.” Dedi. Başka bir ziyarette, Khabbab’ın kendi duvarını inşa ettiğini gördük ve şöyle dedi: “Müslüman, bu inşaat işi hariç, harcadığı her şeyin karşılığını alır.”

Buhari, Marda 19, Da’avat 30, Rikak 7, Temanni 6; Müslim, Zikir 12, (2681); Nasai, Janaiz 2, (4, 3-4).

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*