Ebu’d-Derdâ (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
Onun şöyle dediğini duydum: “Üç kişi bir köyde veya kırda bir arada bulunurlarsa ve cemaatle namaz kılmazlarsa, Şeytan onları kuşatır ve yener. Bu nedenle cemaatle namaz kılmaya devam edin. Elbette sürüden ayrılan koyunu kurt yiyecektir.”
Ebu Davud, Salat 46. Ayrıca bkz. Nesai, İmamet 48.
Esma binti Yezid (Allah ondan razı olsun) şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Allah Resulü (Allah’ın selamı ve bereketi onun üzerine olsun) mescidin yanından geçiyordu. Bir grup kadın orada oturuyordu. Peygamber (Allah’ın selamı ve bereketi onun üzerine olsun) onları eliyle işaret ederek selamladı.
Tirmizi, İsti’zan 9. Ayrıca bkz. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, VI, 458.
Hz. Aişe (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Yüz kişiden oluşan bir topluluk bir ölü için dua ederse ve hepsi de ona şefaat ederse, duaları kabul olur.”
Müslim, Cenaiz 58. Ayrıca bkz. Tirmizî, Cenaiz 40; Nasa’i, Janaiz 78.
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Bir topluluk Allah’ı anmazsa ve bir araya geldiklerinde peygamberlerine salat ve selam getirmezse, o zaman o bir araya geliş onlar için bir pişmanlık olur. Allah dilerse onları cezalandırır, dilerse onları affeder.”
Tirmizî, Daavat 8
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Bir topluluk Allah’ın evlerinden birinde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında konuşurlarsa, üzerlerine huzur iner, onları rahmet kaplar, melekler onları kuşatır ve Allah Teala onları kendisiyle beraber olanlar arasında anar.”
Müslim, Zikr 38. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Vitr 14; Tirmizi, Kıraat 12; İbn Mâce, Mukaddime 17.
Esma binti Yezid (radıyallahu anh) şöyle dedi:
Kadınlarla birlikte otururken Peygamberimiz (s.a.v.) yanımıza gelip selam verdi.
Ebu Davud, Edeb 137; Tirmizi, İst’zan 9. Ayrıca bkz. İbn Mâce, Edeb 14.
Yukarıdaki metin Ebu Davud’a aittir; Tirmizî’nin metni şöyledir: Bir gün Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) mescidin yanından geçiyordu. Mescidde bir grup kadın oturuyordu. Peygamber onları eliyle işaret ederek selamladı.
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayete göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Ümmetimin hepsi cennete girecektir, ancak istemeyenler hariç.” buyurdu. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
“Ey Allah’ın Resulü, cennete girmeyi kim istemez?” diye soruldu. Peygamberimiz buyurdu ki:
– “Bana itaat edenler cennete girer, bana muhalefet edenler cenneti istememişlerdir” dedi.
Buhari, İtisam 2
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Cehennem nefsin hoşuna giden şeylerle kuşatılmıştır; cennet ise nefsin istemediği şeylerle kuşatılmıştır.”
Buhari, Rikak 28; Müslim, Cennet 1. Ayrıca bkz. Ebu Davud, Sünnet 22; Tirmizî, Cennet 21; Nesai, Ayman 3
Sevban’dan (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Bir Müslüman, hasta olan bir Müslüman kardeşini ziyaret ederse, geri dönünceye kadar cennet boşluğunda kalır.”
“Ey Allah’ın Resulü, cennet harfi nedir?” diye sordular. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
– “Cennet meyvesidir” dedi.
Müslim, Birr 40-42. Ayrıca bkz. Tirmizî, Cenâiz 2.
Ukbe bin Haris (radıyallahu anh) Ebû Sirve’ye (veya Serve’ye) şöyle dedi:
Bir keresinde Medine’de Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) arkasında ikindi namazını kıldım. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazı bitirip hızla ayağa kalktı, safları geçti ve hanımlarından birinin odasına gitti. İnsanlar Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) aceleci olmasından endişe ediyorlardı. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kısa bir süre sonra geri döndü ve aceleciliğinden dolayı endişelendiklerini gördü ve şöyle dedi:
“Odamızda bir miktar altın -veya gümüş- olduğunu hatırladım, ama bunun beni iyilik yapma telaşından alıkoymasını istemedim, bu yüzden derhal dağıtılmasını emrettim.”
Buhari, Ezan 158, el-Emel fi’s-salat 18; Nesai, Sahv 104
Buhârî’nin bir başka rivayetinde ise bu ifade şöyledir:
“Odada bir miktar altın veya gümüş bırakmıştım (sadaka olarak dağıtılmak üzere). Onun gece evde kalmasını uygun bulmadım.” Buhari, Zekat 20
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kim bir müminin dünya sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir. Kim bir sıkıntıda olana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve ahirette ayıbını örter. Mümin bir kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da ona yardım eder. Kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah da ona cennet yolunu kolaylaştırır. Bir topluluk Allah’ın evlerinden birinde toplanır, Allah’ın kitabını okur, aralarında tartışır ve anlamaya çalışırsa, üzerlerine huzur iner ve rahmet onları kaplar. Melekler onları kuşatır ve Allah onları kendi katındakiler arasında anar. Nesebinden dolayı amelleri kendisinden fazla olan kimseye öncelik vermez.”
Müslim, Zikr 38. Ayrıca bkz. İbn Mâce, Giriş 17.
Bir yanıt bırakın