Peygamberimizin Kuyu İle İlgili Hadisleri

Yeni Haber Merkezi

Ebu Hureyre (Allah ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

– “Bir zamanlar bir adam yolda yürürken çok susamıştı. Bir kuyu bulup içine indi; Suyu alıp dışarı çıktı. Peki ne gördü? Bir köpek susuzluktan dili dışarıda, nefes nefeseydi ve nemli toprağı yalıyordu. Adam kendi kendine, “Bu köpek de benim gibi çok susadı” deyip hemen kuyuya indi, çoraplarını suyla doldurdu, çorapları ağzına koydu, yukarı çıkıp köpeği suladı. Cenâb-ı Hak onun bu hareketinden razı oldu ve o adamı bağışladı.”

Sahabeler:

– Ya Resulallah! Hayvanlardan bize bir ödül var mı? dediler. Peygamber Efendimiz:

– “Her canlı için bir ecir vardır” buyurdu.

Buhari, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selam 153. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Cihad 44; İbn Mâce, Edeb 8

Buhari’nin bir başka rivayetinde ise, “Allah ondan razı oldu, onu bağışladı ve onu cennete koydu.”

Buhari ve Müslim’in başka bir rivayetinde ise şöyle buyurulur:

“Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek kuyunun etrafında dolaşıyordu. İsrailoğullarından bir fahişe onu gördü; Hemen çizmesini çıkardı ve onunla kuyudan köpek için su çekip suladı. Bu yüzden o kadın kurtuldu.”

Buhari, Enbiyâ 54; Müslim, Selam 155

Urve İbni’z-Zübeyr’den rivayet edildiğine göre Erva Binti Evs, gasp ettiği gerekçesiyle Saîd İbni Zeyd İbni Amr İbni Nufeyl İbni’l-Hakem radiyallahu anh (Medine valisi) Mervân İbn el-Hakam’a şikayette bulundu. onun toprağının bir parçası. yaptı. Bu şikâyet üzerine Saîd şunları söyledi:

– Resûlullah’ın (s.a.v.) bu hususta söylediklerini dinledikten sonra onun sorumluluğunu üstlenebilir miyim? dedi. Mervan:

– Resûlullah (s.a.v.)’den ne duydunuz? diye sordu. Oda:

– Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: (Kim haksız yere bir karış toprak alırsa, onun yedi katı toprak o kimsenin boynuna sarılır) buyurdu. Bunun üzerine Mervân Saîd’e hitaben:

“Artık sizden başka delil istemiyorum” dedi.

Dava bu noktaya gelince Saîd şunları söyledi:

– Aman Tanrım! Eğer bu kadın yalancıysa onu kör edin ve kendi topraklarında öldürün! Lanet etti.

Urwa, kadının ölmeden önce kör olduğunu ve bir gün söz konusu yerde dolaşırken bir çukura düşerek öldüğünü söyledi.

Buhari, Bed’ül-halk 2, Mezâlim 13; Müslim, Müsakat 139-142. Ayrıca bkz. Tirmizi, Diyat 21

Müslim’in, Muhammed İbni Zeyd İbni Abdullah İbni Ömer’den yaptığı bir rivayet de aynı manayı taşımaktadır. Anlatıcı Muhammed, kadının kör olduğunu ve duvarlara tutunarak yürüdüğünü görmüş ve “Said bana lanet etti” diyerek, kadının söz konusu arazide bir kuyuya düştüğünü ve mezarının da o kuyu olduğunu bildirmiştir (Müslim, Müsâkât 138). ).

Ebu Musa el-Eş’ari’nin (Allah Ondan razı olsun) anlattığına göre, bir gün evinde abdest alırken ve dışarı çıkarken kendi kendine şöyle dedi: “Bugün Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yanından asla ayrılmayacağım. alaihi sellem); “Her zaman onun yanında olacağım” dedi. Daha sonra mescide giderek oradaki sahabelere Peygamber Efendimiz (sav)’in nerede olduğunu sordu. Onlar da:

– Şu tarafa gitti, dediler.

Ebu Musa yaşananları şöyle anlattı:

Peygamber Efendimizin gittiği yeri sorduktan sonra nihayet Eris Kuyusunun bulunduğu bahçede olduğunu öğrendim. Bahçe kapısının yanına oturdum. Peygamber Efendimiz (sav) tuvalet ihtiyacını karşıladı ve abdest aldı. Bu yüzden ayağa kalktım ve ona yaklaştım. Eris Kuyusu kenarında, kuyu ağzındaki bileziğin tam ortasındaki taşların üzerinde oturduğunu, baldırlarını açıp ayaklarını kuyuya sarkıttığını gördüm. Onu selamladıktan sonra geri döndüm ve kapının yanına oturdum. Kendi kendime şöyle dedim: “Bugün Resulullah’ın (sav) kapıcısı olacağım.” O sırada Ebu Bekir (Allah ondan razı olsun) gelip kapıyı çaldı.

– Kim o? Diye sordum.

– Ebu Bekir dedi.

“Biraz bekleyin” dedikten sonra Peygamber Efendimiz (sav)’in yanına gittim ve şöyle dedim: Ya Resulallah! Ebu Bekir geldi, huzura girmek için izin istiyor dedim.

“Ona izin ver ve onu cennetle müjdele” dedi.

Geri dönüp Ebubekir’e şöyle dedi:

“İçeri girin, Allah Resulü size cenneti müjdeliyor” dedim.

Ebubekir içeri girdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sağ tarafına giderek, kuyunun ağzındaki taşa, yanına oturdu ve tıpkı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gibi baldırlarını yaydı ve ayaklarını kuyuya sarkıttı. onun üzerine).

Bu yüzden geri döndüm ve yerime oturdum. Evden çıkarken abdest alan ağabeyim yanıma yetişiyordu. Onu düşünerek kendi kendime dedim ki: “Eğer Cenab-ı Hak falan filanın hayrını dilerse, onu buraya getirir.” O sırada birinin kapıyı ittiğini gördüm.

– Kim o? Diye sordum.

– Ömer İbn el-Hattab dedi.

“Biraz bekleyin” dedikten sonra Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yanına giderek selam verdim ve: “Ömer geldi, huzuruna girmek için izin istiyor” dedim.

“Ona izin ver ve onu cennetle müjdele” dedi.

Ömer’e dönerek:

-Resûlullah (s.a.v.) içeri girmene izin verdi ve sana cenneti müjdeledi, dedim.

Ömer girdi. Resûlullah (s.a.v.)’in sol tarafına giderek kuyu ağzındaki taşın üzerine oturdu ve ayaklarını kuyuya sarkıttı.

Bu yüzden dönüp kapının yanına oturdum. Kardeşimi düşünerek kendi kendime dedim ki: “Eğer Cenab-ı Hak falan filan için hayır dilerse onu buraya getirir.” Bu sırada birisi gelip kapıyı itti.

– Kim o? Diye sordum.

– Osman İbn Affan dedi.

“Biraz bekleyin” dedim ve Peygamber Efendimiz (sav)’in yanına giderek geldiğini haber verdim.

“Başına gelecek belaya rağmen ona izin verin ve onu cennetle müjdeleyin” dedi.

Geri döndüm ve şöyle dedim:

“İçeri girin, Resûlullah (s.a.v.) başınıza gelecek belalarla birlikte size cenneti de müjdeliyor” dedim.

Osman girdi. Kuyuda oturacak yer kalmadığını görünce karşılarındaki başka bir yere oturdu.

Saîd İbnü’l-Museyyeb şöyle dedi: Bu oturma şeklini onların mezarlarına bağladım.

Buhari, Fezâilü’s-sahâbe 5, Edeb 119, Fiten 17, Ahbâru’l-âhâd 3; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 29. Ayrıca bkz. Tirmizi, Menâkıb 18.

Buhari’nin bir rivayetinde bu fazlalık vardır:

Resûlullah (s.a.v.) bana kapıyı korumamı emretti.

O rivayette ayrıca şu ilave de vardır:

Osman bu müjdeyi duyunca Allah’a hamd etti ve şöyle dedi: Allah bana yardım etsin.

Buhari, Fezâilü’s-sahâbe 6

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*